Parklar,işlek caddeler,nikah salonlarının etrafındaki  bahçeler,camii avluları ve trafiğin en yoğun olduğu tehlikeli kavşakların köşeleri onların başlıca çalışma alanlarını oluşturur;bazen polisleri ve zabıtaları görünce yer değiştirip acınacak hale bürünüp dilenci ayağına yatıverirler.

"Fala inanma,falsız da kalma,"derler zaten yasak,suç,günah ve ayıp olan  ne varsa insanların zihninde soru işareti oluşturmakla beraber merak da uyandırmıştır tarih boyunca.

"Şuraya elli lira at da söyleyiveririm içindeki dertleri,"diyerek işe koyulurlar,başlarlar sen şöylesin böylesin,şunu yapacaksın falan filan derken en heyecanlı yerinde  keserler,amaçları da budur şöyle pazarlık başlar:
-Ne oldu,söyler misiniz?
-Söylemem,söyleyemem.
-Kaza mı,bela mı,ölüm mü,ne?
-Dilim varmıyor,seni zorlu bazı günler bekliyor.
-Ee,sonra...
-Bir elli lira daha at şuraya da anlatayım.

Ha bu arada "fala bakıyoruz"demezler, "yıldıza bakıyoruz"derler çünkü fala bakmak ve baktırmak günah olduğu için,yıldıza bakıyoruz diyerek insanların  dini duygularını kullanarak geçimlerini sürdürürler ayrıca birbirlerine "Yıldız"diye hitap ettiklerinden kimseye çaktırmazlar.
( Yıldıza Bakmak başlıklı yazı berberce tarafından 12/9/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.