Bekledim ki açan çiçek, bana meyve verecekmiş
Bahar sanıp kış güneşin, gülüşüne kandım leyla
Dünden gelen cahil yanım, nirvanaya erecekmiş
Bozkırları gölge edip, ayazında dondum leyla
Heveslerim lime lime, adımlarım sayamadım
Gün var değdi talih bana, coştu hayal ayamadım
Gün var bahtın sıratında, hüznü neşeye yamadım
Sonraları umut edip, geleceksin sandım leyla
Kıt aklımda yeller esti, kandım sevda yalanına
Dertli edip yüreğimi, Leyla Mecnun kalanına
Talip oldu damarlarım, tül-i emel yılanına
Ağulu feryatlarımla, her gün adın andım leyla
Bu kadardı diyemedim, sürgün dünyanın selinde
Aktım diyar diyar; ey yar! Yüreğimin ecelinde
Hep üşüdü avuçlarım, Elim yanmadı elinde
Çölde topraklar çatladı, sen olmadan zendim leyla
Marazlandım alevinden, yüce dağları erittim
Aşk mavzerin namlusunda, rutubetli, yaş baruttum
Yağamayan yağmur gibi, kara bulutlara derttim
Onca volkanda lav olup, taştım; sende söndüm leyla
Vardım masal diyarına, aştım koca kaf dağını
Âma ettim gözlerimi, körledim aşk otağını
Uçsuz bucak çöller geçtim, yırttım bahtımın ağını
Seyyahlıkta mahir olup, yine sana döndüm leyla
Bir yalana bin gerçeği, tıka basa sığdırdım ben
Aysız gece deryalara, yakamozu sağdırdım ben
Bir ah ile cehennemi, yüreğime değdirdim ben
Gece gündüz tesbih ettim, dilimdeki sendin leyla
Şimdi küllerim semada, ateşinde yandım leyla