Sami Bey Zor Durumda Mehmet Fikret’ten Yardım İstiyor!-3-
Mehmet Fikret Adaşım ve Yengemiz üç
beş valizi içeriye taşıyarak davul ve zurnacının parasını ödeyerek neşeyle
içeriye girdiler. Mehmet Fikret.
-Biliyordum bir gün bu neşeyle
senin evine geleceğimi biliyor ve hissediyordum Mevla'ya şükürler olsun bana bu
günleri de gösterdi.
Aşk adamı olan adaşım yufka
yürekliydi, gözlerinde sevinç gözyaşlarıyla Sami’ye sarıldı, lakin Sami
köpürüyor kızarıyor ne söyleyeceğini bilemiyordu. Sami.
-Tamam, anladık yufka yüreklisin bu
kadarı da fazla.
-Kardeşim sana fazla bile az gelir.
-İncinmekten incitmekten korkuyorum
neden beni anlamıyorsunuz sizler?
Az sonra aşağıda yine davul zurna
sesleriyle mahalle yıkılıyordu, pencereye çıktılar, Mehmet Fikret adaşım
şaşkınlık içinde.
-Bakın Sebahat’la Mcu halay ekibi
ile gelmişler, haydi aşağıya inelim de katılalım halay ekibine.
Sami kızmaya kalkışmadan aşağıya
indiler, Sami tek başına içeride kızgınlığıyla kendi kendini yakarken, üç taksi
hem de son model kapının önünde durdu. Halay sona erdi gelenlere bakılmaya
başlandı. Gelenler Sami’ye görücü gelenlerdi. Arabadan otuz yaşlarında Siyah
saçlı ela gözlü bir güzel genç kız iki kişinin kollarına girerek son model
drone yapısına sahip ehiusmm(engelli havada insanla uçan son model motora)
bindirildi. Evin fotoğrafı çekilerek motora yüklendi. Genç kız üçüncü katı
işaretleyerek uçarak balkona doğru uçarak inmek için havalandı. Herkes
hayretler içinde iken Sami’yi görmeniz lazımdı, dut yemiş bülbül halt etmiş,
şut yemiş kaleci gibi sersemlemiş yere yığılmak üzereydi. Aşağıda gelen
misafirleri karşılayan ekibimiz aynı şaşkınlıkla yukarıya çıkıtılar,kapı
açıktı. İçeriye girdiklerinde Sami ile onu görmeye gelen genç kızın koyu bir
muhabbet içinde görünce bu defa onlar bayılacaktı, Sami Bey genç kıza.
-Şaşkınlığımın verdiği rüzgârla
sizi üşütmek istemem, lütfen bu şalı üzerinize alır mısınız?
-Aslında hiç gerek yok, sizin gibi
kibar bir beyefendiyi de kıramam
-Kırmayın lütfen hep kırıldım, bari
siz bundan sonra kırmayın beni.
-Sizi hiç kırar mıyım, bundan sonra
seninle beraber yaşarken bu bindiğim iki kişilik motorumla gökyüzünde kuşlar
gibi süzülerek aşk diyarlarına gideceğim seninle.
-Ah ne kadar güzel olur, sizi
beklediğimi söylesem de yalan olmaz inanın ki, sanki bana kalbim de aşkla
söylediğim şarkı ve şiirlerde, damarlarında şiirle akan kanımdan daha yakındınız,
bunu hep hissediyor ve söylüyordum, sizi tam bir meleksiniz hem de havada uçan…
Ne zaman kalbime baksam, sanki bana gülümseyerek bakan sizdiniz evet o
sizdiniz.
-Bende yaşarken, bende bir
eksikliğin olduğunu hissediyordum, şimdi o eksikliğim sizin aşk dolu
bakışlarınızla, tamam oldu.
-Bende sanki dumanlar ve alevler
içinde geziniyordum, gelişinizle dumanlar kayboldu beni yakan alevler söndü,
lakin sizin bakışlarınız ve aşkın alevi yakmaya başladı, yaksın aşkın alevi
yaktığı kadar artık beni bundan sonra. İçimde biriktirdiğim yüreğimi kanatan
sözleri de saldım çayıra Mevla’m kayıra…
Karşılıklı gülüşürlerken, Mehmet
Fikret adaşım.
-Öhö öhö öhö de öhö, yani bu perhiz
bu lahana turşusu Sami diye söylerken, Sami gülümseyerek.
-Karacakız, hayat arkadaşım olacak
olan bu nadide güzel hanımefendi, kuru fasulye ile pirinç pilavı salata ve
yanına da Sütlü Nuriye yapmış benim için, çok severim onları dolaba bırakır mısın
ekşimesin bu sıcak havada? İnanın uzun zamandır sütlü Nuriye yememiştim, şu
bizim keltoş kul Mehmet şiirlerinde yazıyor, canım da çok çekiyor yapan
olmayınca da şöyle karşımda muhabbeti gönlü güzel olmayınca da yiyemiyorum, bu
defa ben yiyeceğim o baksın bana keltoş.
Mehmet Fikret Adaşım hayranlıkla
seyrederken diğerleri gibi.
-Sami, ben sana demedim mi aşk
insanın yaratılış amacıdır, gittiği yoldur…
İşte Sami böylesine kendini
mükemmel hissediyordu kendisi de bu duruma şaşkındı demek ki insan ruh ikizini
bulunca tamama erince böyle mutlu oluyordu. İşte şimdi rolünü oynamış röle
katılarak katılımcı olmuştu. Oysa Sami her gelenle mutlu olmayacağını sanırken,
böylesine yanılmıştı… Mesele bulmak ve onunla olmak değil miydi? İnsan bu hızla
değişen bir varlık öyle ise takılıp kalmamak gerek. Hemen bir şiir yazan Sami
okumaya başlar.
İsmin nedir diye sordum dedi Feride
Feride
Dedim aşkla seni sevdim ne olur
kalma geride
Ne güzel aşk parıldıyor aşkla
bakınca gözlerinde
Senin yerin başka yer değil benim
bu gönlümdür
Sensiz kelimeler ifadeler manalar
kifayetsiz kalıyor
O bana bakan gözlerin beni benden
inan ki alıyor
Kiraz yanakların baldudakların beni
sana çekiyor
Senin yerin başka yer değil benim
bu ömrümdür
Herkes benim gibi sizin gibi bu muhabbete bayılmış karşılarına geçmiş onları izliyordu. Sami ilk defa bu kadar şen ve neşeliydi. Kendisini anlayacak kendisi gibi önündeki engellere takılmadan, takılsa bile bunu anlayacak birisi ile karşılaşmış, engelleri aşma yarışında birinci olacak bir çiftin yarışı yakında başlayacaktı buna hazırdılar, isteği de galiba tam da buydu. Onlar çıksınlar mutluluk dolu hayatlarına doğru yolculuğa, bizlerde onlarla beraber paylaşalım varalım mutluluğa…
Mehmet Aluç