Başka dillerde bu kadar yaygın kullanılır mı. Bilmem?
      Göz, her insanın yüzünde kaşlar ve kirpiklerle bütünleşmiş biyolojik duyu organıdır.
ama bu göz insana yetmemektedir. Çünkü:
  “Nesnel dünyayı algılamamız, giderek benimseyip sevmemiz, her nesnede var olan estetik ve sanatsal duruştur bence. Nesnelerdeki bu estetik, sanatsal duruşu duyumsayan, yapıtlarıyla ifade eden ve topluma sunanlar ise sanatçılardır.” (Denemeler/ Şair üstüne/ sayfa 154)
   İşte nesnelerde ki bu derinliği gören göze de gönül gözü ya da kalp gözü diyerek, göze mistik bir işlev de yüklenmiştir.
    Bu anlamda, gözden geçirmek, gözden kaybolmak, gözden kaçmak, göze girmek, gözden düşmek, göz önünde, göze batmak, göz koymak, göz etmek (Nazar), göz ucuyla bakmak, alıcı gözle bakmak vs. Deyimlerde- göz
    Bunların dışında da (bir göz ev) eve- göz, (göz, göz olmuş yaralarım kanıyor) yaraya- göz,   (Terazi kefesi) kefeye- göz,  suyun topraktan çıktığı yere- göz, (ağaca göz aşısı) ağaca- göz vs. Tdk. verileri.
    Tek bir sözcük olan göz, dilimizde ve kültürümüzde bu kadar geniş alanda kullanılıyorsa; vardır bir ayrıcalığı!
    İşte biz bu yazımızda gözün ayrıcalığını ve önemini irdeleyeceğiz
    Charles Chaplin (İngiliz, sinema yönetmeni, oyuncu)  sinemanın emekleme döneminde Şarlo karakteriyle, sessiz filimler yapmış, oynamış, sevilmiş bir sanatçıdır. Komedi türünde Siyah beyaz bu filimler, hala ilgi ile izlenmektedir. En azından ben ilgi ile izliyorum.
    Charles Chaplin’e soruyorlar, neden sessiz filim?..
    Cevap: “Konuşursam, beni sadece İngilizce bilenler anlayacak ama sessiz bir filimi herkes anlayabilir.”  Ekliyor: “Ve dünya Amerika’dan ibaret değildir.” Diyor
    Charles Chaplin, kuşkusuz sessiz filmlerinde, kaşını- gözünü, ağzını- burnunu, elini- ayağını; özetle vücut dilini maharetle kullanıyordu.

    Bir yazımda (Okuma Yazma), “Yazılmış olsun ya da olmasın her dilin ve her düşüncenin bir alfabesi vardır.”  Demiştim. “Vücut dilinin de bir alfabesi vardır ve bu dil evrenseldir.”   Diyerek, konuya dönelim.   
    insanın bilinen iki gözü var. Nesneye bakıp gören, gördüklerini beyne taşıyan yaratılıştan var olan, gözler açıkken çalışan, gözler kapalıysa kapanan video misali biyolojik iki göz…
    “Bu iki gözün evrensel bir dili ve alfabesi var ve herkes bu alfabeyi yaşayarak öğrenir, okur, anlar.” Desem, hiçte abartmış olmam.
    O sebepten Edip Cansever, "Göz, sözün ulaşamayacağı her yere ulaşır.” Der…  
    Dik, dik bakış: Uyarı
    Sert bakış: Öfke, kızgınlık
    Düşmanca bakış: Kin, nefret
    Acele bakış: Önemsememek,
    Göz ucuyla bakış: Bakışı gizlemek, küçümsemek
    Keskin bir bakış: Varlığını hissettirme, dikkati üzerine çekme
    Tabii ki bu bakışlar daha da çoğaltılabilir, karşısındakinin eylemine göre de anlamları değişebilir. Ama gözlerin dili ve alfabesi olduğunu anlamak için yeterlidir.
    Göz doğuştan gelen ve kişiden kişiye değişen kara, kahve, yeşil, ela, mavi, amber, kehribar, vs. Ana renklerin bütün tonlarıyla da zenginlik ve güzellik sunar insana.
    “Göz saklar sırları, yine göz ele verir insanı. Yanardönerdir gözler, ışığın şavkına, yüreğin şevkine menevişlenir.”
 
Tam da burada şair dile gelir. Bakalım neler söyler…

Göz, saklar sırları
Yine göz, ele verir insanı
Yanardönerdir gözler

Bazıları, zeytin karası
Kim bilir, kimlerde yürek yarası
Bazıları, geceye nispet ışıl, ışıl
Ne zaman baksam, yıldızlar devinmekte
Deli gönlüm, bayramlık giyinmiş çocuk gibi sevinmekte

Bazıları, kahvedir
Açıktır, koyudur 
Derin bir kuyudur
Düşmeye gör 
Kırk yıl uğraşsan, çıkamazsın
Bir başkasına, bakamazsın

Bazıları, gök mavi
Bazıları çakır, bazıları kızıl bakır
Bazısı, Bursa yeşili, bazısı Ela
Amber’i
Kehribar’ı az bulunsa da…

Dedim ya!
Yanardönerdir gözler
Işığın şavkına
Yüreğin şevkine
Menevişlenir

Amberdir
Açık, koyu Kahvedir
Kehribar, Gridir
Kızıl bakır
Siyahtır
Deniz mavi, Gök mavi
Çakırdır
Yeşildir, Eladır
Her rengi, bir başka beladır.”
-------------------------------------
 Seni anlatabilsem seni...
   Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
   Üşüyorum, kapama gözlerini...”
  Ahmet Arif (Hasretinden Prangalar eskittim)
 Konuyu bir şiirle besledikten sonra yazımı şöyle sonlandırayım…
    “Dün hüzünle ağlayan gözler, bu gün coşkuyla gülebilir.
Dün yaşama sevincini gördüğünüz gözlerde, bu gün ölüm tamtamları duyabilirsiniz.”
Velhasıl, “kaş ile göz, gerisi söz.” Atasözü.

    
------------------------------------------------------ Tahir Eker  16.2.2022

 

( Göz Üstüne başlıklı yazı yolcu9901 tarafından 17.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.