Düşlerime ket vuransın belki de
rayihası sözcüklerin:
Hani, hani…
İklimlerin serkeş varlığında saklı
Hüzün gibi
Vebali ise ölümsüz sırdaşım
Kâhin yüreğine sarıldığım
Sarmalında gecenin
Sapkın bir yağmur belki de
Bahçelerime yağan umudun ve aşkın
neferi
Ah, o çapkın rüzgâr
Gümbürdeten göğü
Güldüren yalnızlığımı
Serpilen hecelerim
Katıksız hayalini kurduğum gecelerin efkârı.
Maymuncuk gibi kalbimin kilidini açan
Sarhoş nidalarda saklı hazan
Sevmenin güncesi
Sevilmeyi şiar edinmediğinden belli
Yoksa nasıl tutuklu kalırdı varlığına
Tetiklerdi de sessizliğinde
Saklı bir c/esaret ile dokunmaksa
benliğine
Tükenen mevsimden çaldığım hareler ve
hayaller
Göz bebeğim iklim
Sevip semiren gülücükleri koruyucu
meleklerimin…
Ve şimdi evet, şimdi
İhbar ediyorum gözümden düşen sesini
ve soluğunu
Salkım saçak hayallerle ördüğüm
Yorgun na’şı dünün
Esefle kendime söylendiğim
Beti benzi atan göğün
Bense ikilemde kalıp bir ömür
Sığındığım her yeni güne
Bedeller ödettiğim sevginin temeline
ektiğim
Tohum gibi
Belirsizliğin de izini sürerken
Bilindik bir tek ben kaldım şimdi.
Bir yasa ise hüzün
Yasak olansa aşk ve gizin betimi
Her acıda nükseden yaram
Yamaladığım ömrün dikenli tellerine
takılan
Fettan rüzgârdan da alacaklıyım hani
Beni savurduğu yetmedi
Savunduğum aşkın dokusunda açan
güller gibi
Sararmasını seyrettiğim masumane bir
gülücüğün de
Dünde kalan izi.
Sihirli olmalı varlığın
Sinemde saklı mevsimin son nefesi
Hala aşkla yaşamanın da meali
Yoksa yeniden doğar mıydım?
Yeni güne şiirler adar mıydım?
Andığım da sensin sandığım da
Sandığımda saklı ne varsa sandığım
sanmadığım
Sarmalında varlığının, sevgili.
Katıksız hüznün aktarmalı durağıyım
Her hatta saklısın
Kopan zamanda unutulan dilekte bir
ricam
Varsa Mevla’mdan:
Ayağına taş değmesin
Razıyım ben bu acıya ve yalnızlığıma
Dualarımda saklısın
Sarmalında olmasam da yüreğinin
Sevdalı yeminimsin
Bağrımda yanan ateşin ta kendisi
Kilitli yüreğimi de ihbar ettim
edeli…