Bağlamışım seni şu kara gönlüme,
Bahtıma ay ışığı düşer gibi gel.
Hazan yeli eserken biten ömrüme,
Gül bahçesinde lale açar gibi gel!
Seller gibi dağlardan coşarcasına,
Yağmur olup çöllere düşercesine,
Annenin yavrusuna koşarcasına,
Çılgınca kollarını açar gibi gel!
Sarsılsa yüce dağlar, gökler yarılsa,
Volkanlar gibi dünya içten kudursa,
Denizler çalkalanıp tufanlar kopsa,
Nuh misali dalgalar aşar gibi gel.
Hasret kaldım senin o gül yanağına,
Bir dal gibi muhtacım bil toprağına,
Canımın içindeki can yaprağına,
Damla-damla çiğ olup düşer gibi gel!
Gel melekler meleği, gel ahu ceylan.
Söyle, nasıl dayansın yokluğuna can?
İbrahim’in ateşe atıldığı an,
Cibrîl misali gökten uçar gibi gel!
Ten toprağa düşmeden, gözüme perde
Çekilmeden, bir kez olsun yalvarırım gel!
Ölürsem bekliyorum bil ki mahşerde,
Ölümsüz sevdamızı yaşar gibi gel!
Yusuf BULDURUÇ