Güçlü bir el silkeledi beni sonra
Sanırım Tanrı'nın eliydi.
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan.
Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi,
Çok şey görmüşüm gibi,
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan,
Ah .. dedim sonra
Ah! (DİDEM MADAK)



Ütülü bir rengi giymek istemiyorum

Ne de olsa kat izi var benim acılarımda

Bir de örtündüğüm İlahi Sevdam.

Metazori gülümsemiyorum ve de yazmıyorum

Lades, demenin de en güzeli değil mi kaybetmek?

Hep yâd ederim dünümü

Elimde yüreğin feneri

Annemin kıvılcımlar saçan bakışları

Ne zamanki başımı eğsem önüme.

 

Ağladığımı duymasın da hani kimseler:

Sadece Rabbim ve ben

Bir de mavi defterim

İçimdeki buzullar eridikçe

Taşan cümlelerim hele ki firar eden

Yüreğimden metrelerce hüzün

Kaça dikmeli kaça almalı ki mutluluğu?

 

Oysaki sevdiğim her kimse içtim ben umudu.

Gövdemde ne kesik ne eksik:

Şükürler olsun Rabbime

Aklım azıcık uçuk

Bir de uçuk pembe eteğim

Maviyi de bir kez bağışladı madem evren

Şimdi kuytularda uyuyan imgeleri dürtme vakti.

 

Ardından niyazım sadece savsakladığım mutluluğu da

Dileme vakti gerçi

Hiç geçmedi bu güne değin buralardan…

Hâşâ, güzel Allah’ım:

Yüzümdeki tebessüm aslında senden bana

Benden de dostlarıma bir armağan

Gerçi kapılarını açmazlar kimi zaman

Uyuduğum döşekte bile huzura yer vermezler

Ne zamanki adım düşmez dillerden

Oysaki adımlamadığım gün gibi aşikâr

Ve olduğum yerde saydığım

Bir de adamdan sayılmadığım

Şehir meclisinde.

 

İzdihamın nedeni içimdeki coşku

Ve neşrettiğim hüzün

Hep de mutlu olmayı diledim bu gün,

Demenin meali her yazmaya durduğumda

Ruhumun ufkunda

İnançla kesişen yolum

Varsın aşkı semt pazarında sergilesin eşrafım.

 

Hangi zümre?

Hangi çatık kaş?

Yürekteki atıl sevgi ve güven

Eritti işte buz dağlarını

Eriye eriye bitti gitti içimdeki devasa küre

Oysaki maden ocağı idi sevdiğim sayısız küme:

Varlığı sancılı;

Yüreği kaygılı;

Sevgisi izafi olsa da karşımdakinin kimi zaman

Asla engel olamadılar insanları ve hayatı sevmeme

Suç mu?

 

Bilsem de cevabını

Sürüklendiğim kaosta elbet ulaşacağım meçhul sona

Ve Rabbimle baş başa

Kuş bakışı bakacağım kalan tüm zamirlere

Ben ki ne cahil;

Ben ki ne sakil bir hece;

Ben ki aklımı sevgiyle ve insanlarla bozdum

En çok da kendimle savaşım:

Varsın yanılayım yine ve yine

Varsın tüm taşları atın başıma

Ben sizi bile taşırım başımda

Sevdiğinizden de çok severim her bir zamiri

Yeter ki zulümle sınamayın beni.

 

Gittim gideli…

Gitmenin meali elbette saklı içimde.

Sonrası mı?

Yeterse ömür bir sonraki şiire.


( Kat İzi... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 8.06.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.