1
Usulca çaldı kapı,
kalbim duracak sandım,
Bilemedim
nedendir yârin ismini andım.
Açtığım an kapıyı
baştan aşağı yandım.
O duruyor
karşımda, geldim diye konuştu.
Sarıldık özlem
ile, derken bir an bayıldım,
Yanağıma
dokunan buse ile ayıldım.
Uzanıp sere
serpe kucağına yayıldım.
Beni saran
kolları sanki kanatlı kuştu.
Değiştirdik
arzuyla Dünya’nın açısını.
Unutmuştuk bir
anda hasretin sancısını.
Çıkardık seviştikçe
yılların acısını.
Aşkla yanan
dudaklar tekrar tekrar buluştu.
Ufukta
gökkuşağı biniyoruz halıya,
Geçiyorken
altından uğruyoruz Veli’ye.
Rastladık
sağlı sollu aşk sarhoşu deliye.
İçtik sunulan
meyden, Can’lar bize gülüştü.
Veli kıydı
nikâhı, eş eyledi bizleri.
‘’İki cihanda
Tanrı mutlu etsin sizleri.’’
Geçtik
okyanusları, dolaştık yıldızları.
Böylesi bir
mutluluk ya rüyaydı, ya düştü.
Geçip gitti
saatler güneş doğdu doğacak,
Tufan kopmuş
her yanda yağmur yağdı yağacak.
Sarıldı sıkı
sıkı beni boğdu boğacak.
Sırılsıklam
her yanım, sandım deryalar coştu.
Mutlu eder
rüyalar gerçek yaşama inat.
Ha yaşadı, ha
öldü, Macit ediyor feryat.
Dediler: Be
hey sersem, aşkta olmaz ki vuslat.
Tutamadım
elini yolumuz ayrı düştü.
Ne ettim ben
feleğe? Bir ömür bana küstü.
Mehmet Macit
Dikili/İzmir
15.10 2017