Dünyaya gelen herkesin ama istisnasız herkesin mutlu olmak hakkıdır.

Mutlu olmak gibi bir güzelliği oluşturmak çok kişinin dediği ve inandığı şekliyle içsel olduğu düşünülür. Dış şartların  elverişsiz  olması ayrı bir konu.

Kullanılmamış bir  A4 yaprak veya yeni yoğrulmuş bir hamurdur yeni doğanlar...Üzerine ne yazılırsa o değerdedir A4...Bir bağış, bir itiraf, bir sevgi veya bir veda cümleleri...Keza hamur verildiği şekli alır, bir ekmek, bir simit veya gülen yüz bir kurabiye...

Yeni doğan bebeğin  yetişkin çağlarındaki mutluluğu, büyüdüğü aile ortamıyla  bağıntılıdır şöyle ki; Eşine, çocuklarına şiddet uygulayan küfürbaz bir babanın evladı hayatı nasıl tanımlar? Aynen evi, ailesi gibi ve babası model olacağına göre de o kişinin gelecekte muhtemelen baba kopyası olacağı...

Erkek çocuklara baba, kız çocuklarına anne modeldir.

Doğurmakla anne olunmuyor, keza evladın ihtiyaçlarını temin etmekle de baba olunmuyor. Onların yetişmesinde, hayata hazırlanmalarında ve yaşamı  tanımalarında (varsa  kendilerinden de olumlu örnekler vererek)  öğretici olmaları gerekmektedir.

Örneğin bir anne-baba, sohbet ve öğüt havasında (yaş aralıklarına göre) çocuklarına,

***** Emeksiz ve zahmetsiz kazanç olmayacağını, olmaması gerektiğini,

*Yardımsız ve desteksiz yaşamanın (istisnalar hariç) onurlu bir duruş olduğunu,

*Ân da değil de,  plan ve bütçe yönünden gelecekte yaşamayı alışkanlık edinmelerini,

*Kişilerin üzülmelerine en çok da insanlar olduğunu belirterek,

--Her tanışılan kişiyi kendin gibi bilme,

--Karşındaki kişiye hak ettiğinden fazla değer verme,

--Arkandan  iyi-kötü ne söylerlerse önemseme,

--Dost zannettiğin kişilere derinlemesine sırlarını paylaşma ki çok ilerde oluşabilecek nahoş bir durumda ellerinde koz olmasın,

--Ve sana verilen sözlerin ve vaatlerin (her zaman) yerine getirileceğini zannetme,

--Yüzüne gülenleri dost zannetme, dost dediğin hal durumunda ve sıkıntılı kara günlerde belli olur.

*Yuva kurulurken seçilecek kişinin fiziki güzelliğini önemseme, dış güzellik yıllara ve doğum-hastalık gibi olaylara yenik olacaktır ama ruh güzelliği çok önemlidir, kolay değişime uğramaz. Bu bakımdan ruhuna huzur vereni seçmelisin.

*Evlilik her zaman gülüm-cicim değildir, bazen gül, bazen de başka şekil olabilir zira farklı kültürlerde yetişmiş iki insan. Ani kararlarla ani hareketlerden kaçınmak gerekir, sözler ağızdan çıktıktan sonra geri alınmaz. (yaydan fırlatılmış ok misali) Söz gümüşse sükût altındır  ve ara sıra akla getirmeli ki evlilik bazen katlanmaktır.

*Bazen bir tartışma yaşanabilir, tartışmalar sofranın tuzu biberidir ama sonu tatlıya bağlanmak şartıyla. Bir tartışmada ana-baba evine dönmek düşünülmemelidir, sorun nerede ise çözüm oradadır. Bilinmelidir ki yapmak zor, yıkmak kolaydır.*****

Diye çocuklarına telkin edebilselerdi,

Bu fikirleri ve tanımlamaları onlara tatlı tatlı enjekte edebilselerdi...

O erişkinlerin  ilerdeki hayatlarında mutsuz olabileceklerini düşünebilir miyiz?

Elbette ki hayır!

Böylesine olumlu donatılardaki  kişilerin  doğal olarak hakkıdır MUTLU OLMAK...

Ve,

Mutlu olmayı ruhen benimsemiş kişiler öncelikle karşısındaki kişiyi veya kişileri mutlu ederler ki onları mutlu edebilen daha fazla mutlu olur...(bir çiçek, bir minik hediye veya bir ihtiyacın karşılanması gibi)

Ben böyle düşünüyorum ve böyle diyorum,

Yanlışım varsa hoş görün,

Selam ve sevgilerle,

Yurdagül Alkan.

( Mutluluk Ve Mutsuzlukta Ana-baba Faktörü başlıklı yazı Gülalkan tarafından 5.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.