Gümüşhaznem



sırtımda yüz yılın yükü
yüz kat yerin dibinde gibiyim
yüz yıldan arta kalmış
her gün ölmüş gibiyim


bir isyan kabarıp taşar kalbimden avuçlarıma 
hatmi çiçeklerimi yoldular 
yağmur düşmez köklerime
bir kefen kokusudur gitmez üstümden
içimi ölü bir soğuk giymiş sanki
buz tutar yutkunduklarım


her vakit daraldığında
kentin kuytularında sıkboğaz olur
yersiz yurtsuzdur benim kelimelerim
bir sokak çocuğunun kimsesizliğinde
yada bir yetimin ağlamasında
çobanaldatanlardan gizlenirim 
sessizdir hıçkırıklarım 


bağımsız kıldılar 
göbek bağından kesip soluklarımı
her sabah kadın doğdum
her gece erkek üşüdüm
doluydu hayatın bütün boşları
canlanan her dokuda şımarmadan 
meşruydu çoğulluğum
ne başım belliydi ne ayakucum
boynum eğriyken 
boşuna vurdum kendimi dik yokuşlara
boşuna kanadım geçmiş zamanda 
usturanın ucundan kıstım sesimi


bir çağlayan var içimde
kussam 
lav olsa ölür akıntılarınızda
söz bol olunca kıymeti yok
gümüşhaznemde sektiririm delice bir yanımı 
doğurup silsilesinde saklarım
suya şavkını veremem artık
ırak bir silüet beklemeyin benden


bırakmadınız ki papatya koksun zambaklar
bir asırdır nerdeyse genzimi yaktıkça yokluklar
tek satırdır yarım bıraktığım sayfalar


ben 
buyum işte
tekil düşlerin kalıntısı


Şiir&Seslendirme
Ayfer Aksoy 
( Gümüşhaznem başlıklı yazı AyferAksoy tarafından 2.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.