Nidaları serptikçe,

İkbalin çizelgesinde en doğurgan kadının bile

Tahayyülünü aşan o anlık reçete:

Bir iddia, bir suret;

Suret-i kati, demek bile

Yüreğin ikrarı.

 

Tüketilen dünlerin saf kan yalnızlığı yalan:

Hem de nasıl;

Bir iklimde dirilip de

Evrilen yarınlara dokunan tek bir tümce:

Yoksunluğun hükmüne varan evren’de asılı bir gölge;

Sırık bir düş’e takılıp da

Ölü düşlerin küpeştesinde,

En rahvan edim yine peyda olan.

 

Bir sakıncanın yüreğin tozuna mal olan,

Tekbir yüklü bir gönle devredip de sevdayı,

Tüten bacası yüreğin,

Tümden hiçliğe intikal eden tek bir hece

Yine asılsız aşkların ihbarını tetikleyen

Hüzne delalet.

Kıvranan ruhlara nifak sokan huzmesine

Rehin versen de benliğini,

Türeyen bir hazneye soksan da elini;

Kuş tutup yüreğimle

Kondursam da veda busemi…

 

Hamdık madem,

Hamdolsun, demek değil mi yüreğin ifşası?

Yoktun madem,

Yoksunluğundan mı doğdu bunca tefrika?

Sezilerin biteviye döşediği hüzün treni

Devrilen istikametin yolcusuz rehaveti.

 

Sızan nidalara bürünen aşk’ın çetelesi,

Ne duruyorum, hem postalamadım mı ölüm fermanımı?

Kırık niyazımı çok görme Tanrım

Her ne kadar boykot etseler de varlığımı.

Çözümsüzlüğün daniskası ve

Bağımsız ruhun tefekkürü şu yazmaya çalıştığım.

Çok görme sonunu yaşamaya müstahak aşkı,

Boyutsuzluğumun yürekte tüneyen inkılâbı.

 

 

( Hüzün Treni... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 31.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.