-Aslında şu andan sonra senin ne söyleyeceğin beni pek ilgilendirmiyor. Böylesi gereksiz konularla kafamı meşgul etme rica ediyorum, lütfen. Söylendiği zaman bile anlam ifade etmeyen sözleri boşuna hecelerle kirletme.

   -Şimdi beni terk ederek, tek başıma ağlamama razı mı olacaksın?

   -Şimdi ne söylesem sen şaşıracaksın, bu nedenle kendini şaşırtacak sözleri sana söylememi benden isteme.

   -O zaman kendine ve bana dürüst davran, neden terk edip gittiğini anlat, bende hatamı öğreneyim, belki senden sonra yine seveceğim birisini bulur mutlu olmaya çalışırım, o nedenle hatamı öğrenemem için bana yardım et ve bana son defa, dürüst ol.

   Erkek düşündü. Kadın heyecanla söyleyeceklerin dinlemek için bekliyordu. Geceyi anlından öpmeyi bekleyen, gecenin mehtabında sevdiğine aşk dolu öpücükler konduran sevgili gibi heyecanlıydı. Yanaklarında gecenin yıldızları parıldarken, erkek.

-Ben sana başta söylemek isterdim ama söyleyemedim, birisine bağlanamama huyumdan vazgeçerim dedim olmadı, doğruyu söylemek gerekirse sende değil suç…

   Genç kadın derin bir oh çekti, kaşlarını çattı, hışım dolu bir ses tonu ile.

   -Bu şimdimi söylenir ey rezil adam! Oysa ben seninle yarınlarımın hayallerini mutluluk dolu yuvamızı kurmak için… Senin sevmen için bin bir kokulu çiçekler yetiştirdim gönlümde oysa sen… Rezil utanmaz adinin biri çıktın!

   -A canım, sende büyüttün ama.

   -Ne büyütmesi rezil, sen hislerimle gururumla oynadın, gerçi sende bunlar olmadığına göre anlamanı beklememde boşuna! Sen şimdi beni canlı canlı toprak altına gömüyorsun ve utanmadan, büyütme diyorsun, tu senin yüzüne…

   -Çok ileri gidiyorsun ama, elimde değil değiştiremiyorum özümü, bir süre mutlu olduktan sonra sıkılıyorum, elimde değil.

   -Utanmadan birde adi suçunu itiraf ediyor, neden bunu ilk başta teklif etmedin söylemedin, tabii ret edeceğimi bildiğin için…

   -Aman unutursun, ben hep unutuyorum…

   -Çabuk kaybol gözüm önünde seni öldürmeden, paramparça etmeden!

   -Ne yapayım, elimde değil, bunun çaresi de yok basbayağı az biraz delilik.

   -Sen benimle dalgamı geçiyorsun adi adam! Peki, o samimi gülüşlerim neydi?

   -Hepsi sahte idi, kendimi bundan kurtarmak için her seferinde işte tamam buldum derken, yeniden başlıyorum, sanki ben böyle çok mu mutluyum, zevk mi haz mı alıyorum sanıyorsun? Sakın ben giderken ağlama, çükü o gözyaşların boşuna akacak ve bu ayrılığımıza derman olmayacak. Halimi her seferinde değişik kelimelerle anlatırken kelimelerim artık aciz kalıyor, benim gibi.

   Kadın bir an durdu, sanki çaresizliğini gözlerinden okuyordu. Onca söylediği o edepsizlik kokan sözleri için, bir an pişman oldu. Cevabı bulunmayan çaresizliğini yaşadığını hissederken, utandı başını öne eğdi. Belki bundan sonrası için adım atmaktan çekiniyor veya korkuyor diye düşündü. Şimdiye kadar tanıştığı ve kendisinin hissettiği acıyı hisseden kadınlar, cesaret ederek onun elinden tutarak bundan sonrası için hiç yardım etmedikleri kesindi. Oysa şimdi ona hoşça kal der ise, daha birçok genç kızın kadının hayallerini yakacaktı. Acıtsa bile yüreğini o bu hakikati görmeli bu uzun nehri ellerinde tutarak karşıya geçirmeliydi. Aşk bir defa gönül’e girerse ölmez, hep yaşar ve yaşatırdı. Gönlündeki kirlilikleri temizler asla onlarla birlikte olmaz kirlenmezdi, bunu onunla yaşarken görmüş ve hissetmiş ve onda bunu yaşatmıştı. Bir insan bir insanın gönlüne girerken, haydi birden hoşça kal diyemez, gerçekten bu hasta diye düşündü. Bir şeyler yapmalı onu ikna etmenin yolunu bulmalıyım derken gözü daha yıllar öncesinden dedesinin yatırmış olduğu, duvarda gizli geçide açılan duvara gözü ilişti. Onu bir süreliğine oraya hapis ederek, sevgi aşk ile tedavi etmeliyim dedi. Şu anda onun yaşadıklarını hissetmesem de gönlünde bıraktığı korkunç sancıyı yaşarken hala tir tir titriyorum diye düşündü.. Yakınlığı şu an ona zor gelse de, onu uzaklara göndererek onun diğer kadınların canını yakmasına gönlü razı değildi. Kadın

   -Seni anlamaya çalıştığım için suskun kaldım, gel seninle masanın yanında oturarak konuşalım.

   Masanın yanına otururken, masanın altındaki düğmeye basar basmaz, duvardaki gizli kapısı açılarak, gizli geçidin içine girdiler ve duvar tekrardan üstlerine kapandı.

Devam Edecek İnşallah

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


( Aşk Bir Defa Gönül’e Girerse Ölmez başlıklı yazı kul mehmet tarafından 13.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.