Edebiyat; duygu düşünce sevinç, umut, üzüntü... gibi bireysel duyguları ve toplumsal hayattaki olayları yansıtan, arapça "edep" sözcüğünden türeyen bir sanat dalı olarak tarif edilmiştir.


Edep sözcüğü "eğitim iyi terbiye, nezâket, incelik" gibi anlamlara gelmekte olup, "edebiyat" ile kastedilen ruhun eğitilmesidir.


Günümüzde çok sayıda internet sitesi, Edebiyata ilgi duyan herkes için mükemmel fırsatlar sunmakta, duygu, düşünce ve fikir paylaşımına vesile olmaktadır. Deneme, Makale ve Forumların yanısıra özellikle de şiirlerle süslenen bu siteler, ne yazık ki, bazen farklı amaçlar doğrultusunda kullanılmakta, kavgalara, kırgınlıklara, kin ve nefrete sebep olmaktadır.


Site kuralları kişileri rencide edici şekilde, hakâret, küfür içerikli yayın ve yorumlara müsade etmediği halde, tüm uyarılara rağmen, kalbi kin, kalemi kir kokan -belli şahıslar- bu kuralları ve yönetimlerin iyi niyetlerini sürekli istismar etmekteler.


Hepimiz aynı düşünce ve fikirde olmak zorunda değiliz elbet. Olamayız da zaten. Aslolan, karşılıklı saygı, hoşgörü çerçevesinde, konuları kişileştirmeden, karşımızdakini aşağılamadan, hakaret-küfür etmeden kendimizi ifade edebilmektir.


Ne yazık ki, tüm gayretlere ve uyarılara rağmen, özellikle de birliğe, dostluğa, kardeşliğe her zamandan fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, hâlâ sayfalar kirlenmekte, gönüller incinmekte, incitilmektedir.


Çoğu Edebiyat sevdâlısı gibi, ben de fırsat buldukça değişik sitelerde paylaşımlar yapmaktayım.


Üyeliklerimin ilk yıllarında, biraz da acemiliğimden olsa gerek, haksız ithamlara şaşırmış, hakâret ve galiz küfürlere karşı seviyemi muhafaza ederek cevap vermeye çalışmıştım. Bazen saatlerce net'in basında oturduğum günler olmuştur. O günleri anımsadıkça kendime hâlâ kızarım. Zirâ, tüm gayretlerim zaman israfı olmuş, sonuç değişmemiştir.


Muhatabınız önyargılı ve kötü niyetli ise ne deseniz, ne yapsanız nafile oluyor. Hatta, bazen bir anlık öfke ile o tür kişilerin seviyesine inme durumu dahi olabiliyor. Bu tür hasta ruhlu -yaratıklar- sadece sitelerde hakaretle yetinmemekte, bir şekilde bir yolunu bularak, face'de de iğrenç üslupla mesajlar yazıp ortadan kaybolmaktalar. "Klavye kabadayılığı"nın bir meziyet olmadığını, tiyneti ve niyeti bozuk herkesin isterse her türlü iğrenç yorum ve mesajı yazabileceğini bu "tip"lere anlatabilmek ne yazık ki imkânsız.


Olaylar sadece benimle sınırlı kalsa, hatayı kendimde arar, belki de birşeyler bulurdum.


Oysa huzursuz ettikleri o kadar insan var ki, istesem bir çırpıda birçok isim sayabilirim.


İlk zamanlar edindiğim olumsuz tecrübelerden sonra, böyle durumlarda yapılabilecek en doğru hareketin, hakâret, küfür içeren yorumları kaydetmek olduğunu düşünmüştüm. Lâkin, zamanla, aslolanın huzur, en doğru tavrın ise bu tür sitelerden ayrılmak olduğunu anladım.


Bugün bu yazıyı yazmam dahi başlıbaşına, o tür sitelerden ayrılmış olmamın ne kadar doğru olduğunu isbat eder niteliktedir.


Zirâ, sözkonusu sitelerde hâlâ paylaşımlarda bulunan az sayıdaki dostlarımın nitelikli şiirlerini takip ederken , yine aynı -ahlaksız- grubun âdeta -çete- gibi hareket ederek, çok kişiye hakâret, küfür ettiklerine şahit oldum. Hatta, karşılarındaki kişilerden birinin bayan olması dahi onları bu çirkinlikten alıkoyamamış.


Günlerdir "hiciv" adı altında yazılan "şiir"lerle iş çığrından çıkmış olmasına rağmen, yönetimin henüz müdahele etmemesi hayli üzücü.


Artık yadırgamıyorum. Çünkü, yönetimde görevli, saygı duyduğum bir dostumuz, açık ve net olarak; "bu tipteki insanları atacak olsak, sitede kaç kişi kalır?" demiş, kendisine göre haklı endişesini dile getirmişti.


Aynı dertten muzdarip olduğuna emin olduğum o dostumuz, maalesef, "kayıtlı üye sayısını" prensiplerine, hatta site kurallarına tercih ediyordu!


Yazık!


Niyeti, uslûbu bozuk, kalemi, kelâmı kirli ve kinli, ayrıştırıcı, ötekileştirici, rencide edici yayınlar, paylaşımlar yapanlara tahammül, vebâli ödenmez bir yanlış olsa gerektir. Ticâri kaygılar edepsizliğe müsamahaya sebep teşkil etmemelidir diye düşünüyorum.


Bir yandan ülkemizin içinde bulunduğu zor şartlardan şikâyet edeceksiniz, birlik olamayışımızdan yakınacaksınız, öte yandan, kaygı duyduğumuz bu durumu körükleyen "tip"lere sesinizi çıkarmayacak, fırsat sunacaksınız!


Üzücü ve kabul edilemez bir durum.


Bugün, savaş alanına dönen o mâlum sitede aynı çirkinliğin artarak devam ettiğini görünce "bu" sitenin yöneticisine teşekkür etmek geldi içimden.


Zirâ o grupta bulunanlar burada da aynı rahatsızlığı vermiş, fakat "hoş" görülmemişlerdi.


Kendilerine kurallar hatırlatılmış, akabinde de gereği yapılmıştı.


Burası da bir site ve ticâri bir müessese nihâyetinde.


Üye sayısının artırılması elbetteki bu Edebiyat Sitesinin de hedefleri arasındadır.


Huzur korunarak, kurallara uymak şartıyla!


Öyle olduğu anlaşılıyor.


Teşekkür ederim Site'nin değerli yöneticilerine...


Teşekkür ederim Adem bey.


Bu vesileyle tüm değerli dostların Bayramını kutlar, milletimizin huzuruna, birliğine, kardeşliğimizin pekişmesine vesile olmasını dilerim.


Selam ve saygılarımla...


Mecit AKTÜRK

( E D E P S İ Z - E D E B İ Y A T başlıklı yazı Mecit Aktürk tarafından 20.09.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.