Duraksız bir notanın
tınısındaki
O vakur yakamoz
kırıntısı kadar
Kırık bir hüzün ifşa
edilesi aşkın
Mizacındaki sıkılganlığın
beynamaz
Düşkünlüğü olsa olsa
Varlığının yokluğu iken
Verilen en büyük ceza.
Hükümlerden hüküm beğen
Ey, edilgen mizacım
nasıl da
Gelişin belli ayak sesinden,
Yıkımı olsa da en
derinden fazlasıyla
Hibeli aşka benlik,
nasıl nasıl yürekten.
Soluk bir gülün
nezdinde
Duyup duyacağım son
güfte
Nakaratında gizil ve
sakil bir sıradanlık
Kadar asil, tümlenirken
hece hece.
Buruk bakışlarımdaki
tedirginlik
Beyhude olduğunu bilsem
de
O kallavi sessizlik
Senden sonra ya öncesi
Şart koştuğun
taahhütnamenin
Kim bilir kaçıncı
maddesi.
Sıradan bir yenilgi
olsaydı keşke
Ah keşke vurdumduymaz
benliğinin
Kalmasaydım gölgesinde.
Yitip gittin sen de:
Kâfir bir beşerin son
beyanatında takılı
Takıntılı düşlerinin
kim bilir kaçıncı halkası.
Çığlık çığlığa imgeler
Hane bildiğim kayıp
eksenim.
Sıradan belki ama
asaleti yürekte saklı.
Yelden çok çok hızlı
devinimi yüreğin.
En acı reçete biçilen,
En kötümser düş görüp
göreceğim.
Uyanıp da yeniden
dirileceğim,
Bir susup da bin
söyleyeceğim