Varoş bir gönlün mihenk
taşı
Özlemin tınısı yürek
burkan
Elit bir sevdanın çakıl
taşları
Arkasında iz bırakası.
Tescillenmiş bir ömrün
patikası
O izafi varış noktası.
Hükmünde zaman zaman
Nefretin panzehiri
yüreklere ilaç
Alabildiğine uzak geçen
ömre inat.
Ne korunaklı ne de
devinimi aralıksız
Peyder pey ödersin
kefaretini
Sıradan bir hikâye her
birimizinki neticede.
Ne yaşların saati belli
Ne de sevginin dili ve
rengi
Güneşin doğduğu tek an
Dokunurken ellerin
yıldızların tenine.
Kâh gecenin dibi
Kâh sabahın ertesi
salınan gecenin ayak sesi
Bitimsiz bir şarkı
Ne olursa olsun çaldığı
makam.
Yer gök ne kadar olsa
da engin
Sığdıramazsın çalıntı
düşleri eteğine
Varlığının hezimeti
boynunu bükse de
Yâd ellerde kıpırtısı
kalır özlemin
Saf ve bakir bir düşün
ertesinde.
An izafi, yol uzun
Ne söylesem de gayri
ihtiyari
Çaresizliktir gıyabında
sefil ruhun.
Kopmamak adına
Sığınmak solgun
ertelenmişliklere
Yorgun bir ömrün ertesi
Hanidir çaldığım
zamandan
Sonu olsa da yürüdüğüm mekân.