.
Andolsun Tuva’ya
Güneşe gölge düşmez
Üfledikçe kör olur renkler
Duman kırıkları bulaşır gözlere
Diller büzüşür
Ve sessizliğin miracında erir heceler
Erir düşlerin mumu
Telaşlanır yağmuru soluyan çöller
Hayatın terkisinde tükenir zaman
Kanı kurumaz kanatılmış heveslerin
Ve üfleyerek yaşar insan
Ateşi yontar su
İbrahimler çıkar düzlere
Cemrelerin dansıyla yıkanır yüzler
Yarılır göğün damarları
Ve gül kokar öfkeler
Gün arınır lekesinden
Bir hira dinginliği sarar ruhları
Küflü bakışlardan sızar uykular
Ürkek naralar duyulur gün dönümlerinde
Ve siyahın tınısına katılır uğultular
İsyan tutuşur
Örselenir sloganik düşler
Bir not düşer musalladaki ölünün teslimiyeti
Rüyaları reddedilir yolcuların
Ve gırtlakta kalır sözler . . .
.
.
.
.