Sıladan Çıkmayan Bilmez Gurbeti 

Güzel düşlerini böler kâbusu, 
Sılâdan çıkmayan bilmez gurbeti. 
Gözlerine vurur, gönül buğusu, 
Sıladan çıkmayan bilmez gurbeti. 

Bedeni bitirir, rûhuna siner, 
Hayat katılaşır taşlara döner. 
Sineler yanarken ocaklar söner, 
Sıladan çıkmayan bilmez gurbeti. 

Bazen zincir olur, bağlar elini, 
Kör bir bıçak olur, keser dilini, 
Bitmez kâhır olur, büker belini 
Sıladan çıkmayan bilmez gurbeti 

Nedenler, nasıllar kolay da yine, 
Cevap bulamazsın asıl, niçine, 
Yıldız yıldız, ateş düşer içine, 
Sıladan çıkmayan bilmez gurbeti. 

Sinende dermansız, yara açılır, 
Umudun yerini öfke, hınç alır, 
Çoraklaşır hayat, gönlün boş kalır, 
Sıladan çıkmayan bilmez gurbeti. 

Araya girerse uzun bir zaman, 
Unuturlar seni, hısım, akraban, 
Yakın arkadaşı bulursun yaban, 
Sıladan çıkmayan bilmez gurbeti. 

Özlemde boğmaktır gurbetin huyu, 
Ekmeği yenmez ki, içilsin suyu, 
Karanlık lâbirent, dipsiz kör kuyu, 
Sıladan çıkmayan bilmez gurbeti.
 

Özcan İşler

( Sıladan Çıkmayan Bilmez Gurbeti başlıklı yazı Özcan İşler tarafından 4.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.