SÂREBÂN 

içimdeki yetim çocuk gibi 
sevmelere muhtaçtım 
sırtımda ağır heybem 
yüküm gâmla doldu
zerrelerim efkar ve hüzün dolu



senin hayalini ıssız çöllerde ararken 
rüzgar sonbahardan hişimlan koptu
hâşin vurdu şakaklarıma kıskandı seni 
kum doldu senin gözlerimdeki  resmin 
çünkü dolu dolu sen vardın gözlerimde 



çöl olmuşum hayalinle avunmaktayım 
hüzün rüzgarları 
ardım sıra ,otları dikenleri savurdu peşimde 
çıplak ayaklarımdan kan damlaları var çöllerde 
iz oldum sârebân/lara sor beni 


sığınmışım gecenin izbe mâbedine züleyha/yım şimdi 
sensızliği göz yaşlarımla yüreğimi göz göz acıtarak içiyorum 
kuyudaki yusuf gibi hüzünlerdeyim 
yıldızlara betimsiz adın yazdım ,

bir baksan ay’ın etrafına, görürsün
dünyada meczup ,âşkın nirvanasında diyar-î âlemde gezerken 
avare ruhum sonsuzluk gîrdâbında meçhuldeyim 


semâhta avunmaktayım bir/ yanım deli /bir yanım /divâne 
gülüşlerim ârafta kayıp
yüreğim/se firarda kâsırgalara esir düştüm
bende bilmem artık ben kimim 
semâh/ta  mülteci nirvâneyim ,sârebân/lara sor beni şimdi..









Sârebân ( Kervancı demek



nurcihan erdogan 








( Sareban başlıklı yazı **nur** tarafından 29.11.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.