Ne çok kül biriktirmişim aşkın kanyonunda

Masallar savurmuşum yıllardır denizlere

Ölmek için kımıltısız durmalıymışım ben

Sonsuzluk bildirileri asılır her sabah göğsüme

Aşkın dergâhında her sevda buruk bir ihtilal’mış.

 

Hıçkırıklı bir nöbetteyim, umut suyu mataramda

Sabırsız bir cenin sarı güneşi özler zarlar ardında

Geceler kırılmış dirençlerime misafirlik eder

Bir kadın küflü saatlere sarılarak uyur uzakta

Uzanır yüreğim denizlere, boşalır ansızın ağlar.

 

Sök ömürsüz umutlarımı evliya bulutlardan

Sinsi bir hicran tohumu yarsın toprağını

Gövdemin kışlasına sığınsın mülteci aşklar

Kangrenli çağrınla büyüsün içimde yakarışlar

Özlemin kıyameti sallamadan şehirlerimi.

 

Sil gönlünün arsız yaşlarını, artık ağlama yar

Dilsiz bir odada tutunayım ömür veren gülüşüne

Rakımsız bir hengâmede düşür sırtımı yerlere

Sürgünlere atılayım mevsimlerin yoz alazında

Gecikmiş bir baharın demiyle fışkırayım tenine.

 

Selahattin YETGİN

( Sil Gönlünün Arsız Yaşlarını başlıklı yazı S. Yetgin tarafından 12.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.