Türkiye öyle bir dönemecten geçiyor ki tehlikenin varlıgından herkes haber ama neticeye matuf eylemden se herkes bihaber vaziyette bekliyor.

       Fakat sandık milletin kendini bilmezlere karşı, millet tarafından verilen en büyük ders seronomisi oldugunu da unutmamak gerek.

      12 yıllık bu süreçte suçluların baş tacı ,görev yapanların TUKAKA ,PEKAKA başının mihmandar ilan edildiği bir Türkiye de Patrona Halil yaşayamadığı için öte dünyadan esefle bizi seyrediyordur.

     Bu gözler bu süreç te neler görmedi ? Neler….

***İlk defa bu dönemde hırsız yakalayan polis sürgün yiyor…

***Ağır Ceza Reisi heyetteki oylamada tahliye yönde oy kullandıgı için görev yeri değişiyor..

***Savcı soruşturma işini özümseyerek yapıp, bizzat soruşturma basında oldugu için işten el çektiriliyor

***Toplu terör geçişlerini rutin gelen, talimatla bombalayan pilot, yargılanıyor….

***Cezaevlerinde, balsız- kaymaksız kahvaltı, balıksız öğün geçmeyince mahkumlar neredeyse sabit ikametgah için müracaata başlıyor

***Karakol komutanları terörle mücadele için burnunu karakol binasında cıkarsa, valiler  suç ihbarı olarak  kabul ediyor..

***Terörist başını yakalayan paşa bir kefede , terazinin diğer kefesinde bir sizden bir bizden mantıgı ile milletvekili olmasına ragmen içerde…

***Koskoca Deniz Kuvvetleri ajan kaynıyormuş…! Bunu yıllarca yakalayamayan mit görevlileri hakkında işlem yapılmıyor

***Genel Kurmay Başkanı çuval geçirilen askerlerin komutanı olarak içerde tutuklu ama iktidar yalakası ikram milletvekili,itirafcı terörist gizli tanıklığı adı altında özel şekilde yasadışılık almış başını gidiyor…

       Hem de bunların tümü bir kısım hukuki motiflerle, hukuksuzluklara kanuni boyut katılarak, hukukileştirilip yapılıyor..

       Bu durumda bir maharet ve el çabukluğu gerektiren ;bul karayı al parayı; panayırclığı ğı ile oy çokluguna dayanılarak yapılıyor…

      Veciz sözlerimizden olan” nerede cokluk orada b….’’ Sözü demokrasi yi de hukuku da b… ediyor

      Orantısız oy dagılımı,orantısız güç kullanmak misali en doğal hak olan meşru müdafaa halini bile ortadan kaldırıyor..

      Yasamayı ve yürütme erkinin sahipleri, sahip oldukları orantısız güçle ,güçlerine güç katmak için kristalize güç olan ve diğer erklerden farklı olarak, sadece bir makama değil binlerle ifade edilen makamlara dağıtılarak KRİSTALİZE MİLLET EGEMENLİĞİNİ  millet adına kullanan YARGI ERKİNİ  kendilerine sadece  güç katan FAKTÖRE  dönüştürmektedir. Kristalize yapıyı bir noktada odaklaştırarak bagımsız ve özgür yapısını esirleştirip, iktidar sopası haline getirmeye  cabalamaktadır.

      Elbette tüm bu yapılanlar toplumsal fokurdamayı arttırır.

      Ama 26/1/2013  günü bir eylem yapıldı ki .Bu eylem tüm toplumsal huzuru ortadan kaldıracak şekilde Esenyurt- İstanbul da bir partinin seçim bürosu basılarak, demokratık hakkını kullanan ve secımde öne geçme calışma sı yapan sılahsız ınsanlara saldırarak, tam kalbınden olacak sekilde vurmus ,dıgerlerınıde bıcaklanarak yaralanmıştır.Kalbının altından vurulan,gazeteci Cengız Akyıldız  rahmete kavuşmuştur.

       Bu eylem toplumsal huzurun bozulması ıcın atılmış bir temel atma törenıdır. Araya artık kan gırmıştır.

        Türkiye Cumhuriyeti, daglardaki teröristi şehre indirecek, hukuki duzenlemelerle hukuk devletı niteliği kazanamaz. Hatırlayın,bir zaman teröristleri  dagdan ovaya cagıran liderler vardı.  Nerede onlar ?

       Hukuk devletı ,vatandasına karsı sılah kullanan eskıyayı ,bıran önce yakalayıp içeri tıkmadıktan sonra, hemşerilik bagı gibi baglarla eşkıya korunmaya kalkarsa, bizzat basbakan gelecek o polis operasyonun basında duracak ve failleri yakalatacaktır.

       Bu olay örtbas edilirse, failler cezasız kalırsa ,fitne- fesat tohumu sadece ılgılı partı yandaslarını degıl  tum topluma sırayet eder. Ve  Orman kanunu kendi içinde bir hukuk modeli olarak barındırdığı vahsileri değil pikniğe gelen masumları da yakar

       Adına acılım de, sacılım de ama dag daki teröristi kente getirip de KENTTEKİLERİ ŞIMARTIP  BURNUMUZUN DİBİNDE   TERÖRİ KENTSEL DÖNÜŞÜME  CEVİRME……

( Terörün Kentsel Dönüşümü başlıklı yazı HALİLİ tarafından 29.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.