Gözlerinde bir hıçkırık sesi. 
Şimdiki tılsımlar çok tembel

Yağmaktan bitap düşmüş bir bulut, ki en iyi arkadaşım
Dilleri çok zehirli, şehvetli yorgunluklarının
“Ağaç dallarında sallanan uyku kuyularını koparmayın, kırılırsınız”
“masalları doğru sür, riayet et, ten edebine”

Bana biçtiğiniz ömür bu mu; bu düzmecelerde
Bu çivinin tahtası benim, çakın siz, çakın daha

En baştan biliyordum, bir karanlıktan daha hızlı koşamayacağımı

Bazı cümlelerimin paramparça kalmış özneleri
Vakitsiz açan bir hüzün, ötesi çok daha ağır

Yeni doğmuş bir merdiven, daha kaç basamağı acılar içinde
Çıktıkça ateşler açıyor ışık çiçekleri, son basamakta ölü bir iskele
Yanaşamıyorum, o kadınlı saatlerime, son basamak ıssızlığı

Anadan doğma bir silgi, dilimdeki kirler
Alamazsın sen çölümü, boynumda birikmiş intihar tanelerini
Silemezsin fısıltımı, sana

Onca yılın telaşı, Pazar yerinde satılan yokluklarım
Daha o üzüm tepelerinde satacaklar geçmişimi
Sonra dörtnala öleceğiz, morarmış geceler hep bedava

Bir çatı katında döllenirken bir sonraki direncimiz
İşte tam burada konaklayalım, sen iyisin, atları ben vururum
Biliyorsun, bazı beraberlikler su istemez, iz istemez
Nihayetinde; gül, dikenin anasıdır

Oktay Coşar

( Bu Yüklemin Çatısı Düş başlıklı yazı marcel tarafından 31.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.