Günbegün akan gölgelerimden provalar
Karnımda, sana ait
Sevmekle yükümlü olduğum ketum yaslar var
Büyüdüler canım, aldır desen de aldıramam artık
Sen de aldırma, diğer benlerime, defolu korkularıma

Eski çığlıklarımı ararken,
Bak, ne buldum dilimde bu gece :

Okundukça imkansızlaşan İpince kelimeler
Arzuladıkça kuruyan şatafatlı kuyular
Bir beş lira at da, senin de gölün mucize dolsun
Sonra kulağın çınlasın, biri seni ansın, biri seni aysın

Sonra altı trenine bin, koş dağlardan,
Ama yavaş git gözyaşlarından, ben oyalarım rakıyı
İkna ederim işte iki gülücüğü, güz fasıllarını filan
Ben seni son istasyonda bekleyeceğim, elimde bir buket dua
Beni şeyden tanı, şey, kıpır kıpır suskunluğumdan
Sonra de ki bana : 
“dün bitti mi, vadesi dolan sitemler filan.”
Deli!
Ben zaten tüm cümlelerimi canı yanmışlara bağışladım

Offf, başladık mı şahane bir kaçış öyküsüne
“birim!” de, ilk yudumu alışkanlıklarımız içsin
Sonra de ki : 
“Gözüm nereden ısırıyor bu yalnızlığı?”

O kadar , o kadar çok yer dolaştı ki yüreğim,
Mecburi hizmet : Düşcül bir vazifeyle
O yüzdendir öğrenememem, kavuşmalar lisanını
O yüzden, hep şivesi bozuk bir nehirmiş gibi konuşmam

Nerede kalmıştık, nereye gömdün onca şarkıyı
Çocukluğundan kalma vedaları
Boşver, hatırlama kaybolduğun serüvenleri
Neyse ki ölüm kirlenmiyor 

Sen de mi aynı armağanı aldın bana
De hadi , neydi bu yaraların adı
“en çok yorandır vedalar”
Off, ağlayacak sote bir var mı buralarda

Hakeza vebalı bir ihtimaldim sen beni bulduğunda
Teneffüste, ağaç dibinde öpmeseydin
Hala fakir bir kurbağaydım
Dalga geçeceklerdi hala benimle : 
“bak bütün kurbağalar prens oldu! Sen hala sap olamadın bir hayale!”

Mmmmm
Yorulduysan al benim mecalimi
İdare edersin en azından kendi özlemine kadar
Daha da yorulduysan talimat vereyim tümmm düşlerime : 
“Geri çekiliyoruzzz!”
Ahhh!

Şaka şaka ölmedik, fısıltılar sığınağındayız
“Kördüğümlerin avuntusu olmaz” deyip
Bir dikişte bitir sırlarımızı

Tamam geç kaldın, zaten ne kaldı hijyen namına
Geçinemiyoruz da zaten buncacık sevinçlerle
Bir şehrin eskimiş isyanlarına çağrımdır sen gitmeden : 
“Beni saymayın, ben oynamıyorum!
Gerekirse gidin kıyamete şikayet edin!”

Ve yokluğun boy verir 
İllegal bu duygular, ağır ceza almalı bazı güzel anlar
Bir gün birlikte ağlayabilseydik
Tıpkı senin gibi ağlamak isterdim

Bu arada,
Mavimin teki yok,
Sen mi aldın?

OKtay Coşar
( Dur Gitme! Karnımdaki Şiir Senden! başlıklı yazı marcel tarafından 3.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.