KAÇAĞIM BENBir kaçağım ben
Kırmızı bültenle aranan...
Öyle çok kişiyi öldürdüm ki
vicdanımda muhasebe yapmaktan da vazgeçtim.
Bana uzaktan bakmaları yetti dokunmaya hacet yoktu.
Bir gülüşüm yetti vurulmalarına
sonra mı?
Usul usul hissettirmeden girdim damarlarına
daha ne olduklarını anlamaya fırsat vermeden
narkoz etkisini gösterdi
kimisi daha ilk dakikalarda kendinden geçerken
kimisinin kendini kaybetmesi zaman aldı
Beni uğraştıranlardan hep gizli zevk aldım
kolay av sevmezdim çünkü.
Kolay olanın ölümü de kolay olurdu.
Acı çekerek ölmelerini seyretmek
çılgınca seviştikten sonra ardından uzanarak zevkle sigara yakmaya benzerdi.
İçime çekerdim acının dumanını
yavaş yavaş
sindire sindire...
Daha elimde ki acıları yıkamaya zaman bulamadan
yeni bir av kestirirdim gözüme.
Günlerce takip eder
en küçük hareketinden ilk hamlesini bulurdum hemen.
Bana göre santranç tahtası gibiydi hayat
hiç bir zaman ilk hamleyi yapmazdım
kurbanın kendiliğinden gelmesini beklerdim.
Merhaba demesi yeterdi piyonu öne sürmeme
bir adım atar sonra geri kaçardım
ilk işim kalelerini düşürmek olurdu
sonrası mı?
Kolaydı artık mat çekmem.
Yendiğim an toplardım ne var ne yok
talan olmuş tahtayı fırlatır
öldürücü darbeyi vurur ve giderdim ardıma bakmadan.
Şehir şhir
Ülke ülke gezdim kaçarak
her gittiğim yerde izim kaldı
hala aranıyorum
yıllar geçti üstünden bulunamadım bir türlü