TABUTTAN ÇIKAN ADAM

                                             (Yaşanmış  bir hikaye)

 

1960 li yıllar, Karadeniz sahilinde yolların bozuk, dar ve geçit vermez olduğu bir zamandır. O zamanlar Samsun-Trabzon yolu; Giresun’un Keşap ilçesi ile Espiye ilçesi arasında, Keşap’ın Yolağzı köyünden Armelit dağına tırmanmakta, yol çok dar ve çokta virajlıdır. Etrafı fındık bahçeleri ile çevrili olan bu yolda görüşte kısıtlıdır. Ama yeşil bir cennet gibidir etraf... 

           

O zamanlar Samsun'dan Trabzon'a, günde birkaç posta arabası, gazete arabası, bazen de yük taşıyan uzun burunlu kamyonlar geçerdi. Çocukluğumuzda, okul yolun kenarında olduğu için geçecek arabaların yolunu beklerdik ve gazete isterdik onlardan... Bizim için gazetenin tarihi bile önemli değildi. Elimize aldık mı her köşesini okumaya çalışırdık.


Büyüklerimiz bu geçen arabalarla Pazartesi Espiye'ye, Çarşamba Keşap'a, Cumartesi Yolağzı’na pazara giderlerdi.


Armelit dağının, Espiye sınırları içinde kalan yolu çok virajlı. Beş virajla geçide ancak çıkılıyor. Dağın hemen dibinde dinlenme yeri ve kahveler vardır. Etraftaki köylüler orada toplanır, vakit geçirirlerdi. Gelen, geçen arabalara buradan binerlerdi.


Yağmurlu bir kış günü; Giresun’dan Trabzon’a gitmekte olan bir kamyonu Yolağzında birisi durdurur. Kamyon şoförü, adama yanında yer olmadığını eğer üstte kasada gidebilirsen gel der. Kamyonun kasası açık. Adam, çaresiz üstte kasaya çıkar. Bakar ki bir tabut var, kapağını açar ve içine girer. Kamyon yoluna devam ederek Armelit dağı dibine gelir. Orada da üç dört kişi arabayı durdurur. Espiye’ye gitmek istediklerini, kendilerini götürmesini söylerler. Şoför de "Çıkın yukarı," der ve onları da kasaya alır. Son binenler kendilerini kasanın içine saklamaya çalışırken, ortada duran tabuta da tüm dikkatleri ile bakarlar. Bir yandan da,"Allah rahmet etsin" diyorlar. "Acaba nereden?" diye, aralarında konuşurlarken, Espiye’ye yakın bir yerde; Yolağzı’ndan binen, tabutun kapağını açar ve “Geldik mi?” der. O anda kamyonun üstünde bulunan dört kişi korkudan kendilerini kasadan aşağı atarlar. Ölen olmaz ama dördü de çok kötü yaralanır. İş Jandarmaya intikal eder, oradan da mahkemeye çıkarılırlar. 


Yaralılar, "Adam tabuttan çıktı,  korktuk. Biz davacıyız! " derler.

 


Hakim şoföre,"Bu insanları neden arabana aldın ve yaraladın?" der.


Şoför de havanın çok soğuk ve yağmurlu olduğunu, acıdığı için aldığını, ilk aldığı yolcunun tabuta gireceğini bilemediğini ve suçsuz olduğunu söyler.


 Yolağzın'dan binen yolcu çağrılır," Neden bu insanları yaraladın?" diye sorulur. 


Yolcu, onlara hiç dokunmadığını söyler. "Peki tabuta girip onları korkutmuşsun!" denilince, "Hava çok soğuk ve yağmurlu idi, baktım tabut boş, ben de korunmak için içine girdim. Onların konuşmalarından Espiye’ye gelmiş olabileceğimizi zannettiğim için, kapağı kaldırıp sormak istedim ama adamlar birden kayboldu. Bir de baktım hepsi aşağı düşmüş. Şoföre haber verdim, ben suçsuzum!" der.


Hakimde, "Her halde suçlu soğuk ve yağmur olsa gerek" der.


Şimdi yol sahilden çift şerit olarak devam ediyor. Kamyonların üzerine kimse binmiyor. Fakat Armelit dağ yolu güzelliğin hala koruyor. Yol daha temiz ve asfalt kaplı

 

                                                                                                   Faruk Soydemir

( Tabuttan Çıkan Adam başlıklı yazı Faruk tarafından 29.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.