BEDAVA SUÇLAR….

 

       İnsan hayatını sonsuzlukla eşdeğer görüp,öleceğini her ölümlü gibi bildiği halde ölmeyecekmiş gibi yaşarken karşılaştığı hukuk kuralları onu apansız yakaladığında başını yerden yere vursada hukuki kaderini değiştiremez.

         Suçu bedava verseler kim alır ? Bu başlıgı koyarken hem bir cazibesi olsun hem de tüm yazıda anlatılanları okumasa bile sadece başlıga bakarak ne içerikte olacagı mesajını zeki okuyucu anlasın diye koyduk.

         Öyle anlar vardır ki insan hayatında olagan seyrinde giderken herşey eve ekmek alıp dönerken karşıdan karşıya geçerken aküsü şarj etmediği için akü bitmesin diye farlarını açmayan fark etmediğiniz aracın altında kalarak maktul hale gelebilceğiniz gibi aracınıza yoldan aldığınız şahsın bir suç makinası olduğunu trafik kontrol noktasından geçerken  yakayı ele veren makinanın bir anda yardım ve yatakcısı haline dönüşürken hayatı anlamadıgınız ı anlarsınız

UFAKTAN BAŞLAYALIM…

             Hava o kadar berraktı ki gecenin aydınlığında bronzlaşmak için at kilimi uzan… …Hele bir de sevdanın 20 li  en delişmen yaşında olmana ve fakat bunu fark etmemenin acısını bile hissetmemek..  Varsa sevgilinle ay ışığını paylaşmak ,gün ışığını paylaşmak aynı şehrin havasını solumanın bile mutluluk için yettiği bir zaman diliminde karanlık dehlize doğru zamanın çektiğini bilmemek insan için gayıptan bihaber yaşamak ölüme eşdeğerdir,aslında bu, biliminde çözemeyeceği bir şeydi…Bilseydi yaparmı idi? Elbette makul insan  olan yapmazdı…

            Şehrin en seçkin restaurantının okumuş tahsilli güzel kızı idi. Siyah bukle bukle sacları yürürken dört nala giden bir atın jokeyinin salınmasının yavaş cekim hali idi. Kendisine güvenini eseri oalrak yere sağlam basıyordu,her adımına cıkan ayak sesi bir mühür oalrak kendisini ele veriyordu. Yüzü görünmese bile gelenin kendisi olduğunu biliniyordu. Çuval çekse üzerine moda tasarımcısının elinden cıkçışcasına  yakısırdı. Bir ok misali uzun kirpiklerin ,hilal kaşın anlamlandırgı herkes te olan göz böyle mi bakar ? Ufaktan boyu kısada olsa bir erkek sadece aşık olup,düşlerini paylaşmayı bile mutluluk sayabilirdi.

             Anadolu Liselerinin Anadolu lisesi olduğu zamanda örgencilerinin  yüzbinlerce  cocuk arasından cımbızla seçilir gibi secildiği AHİR zaman da  Anadolu lisesinin kazanmış ,seçkinlerin içerisinde seçkin olarak  liseyi birincilikle bitirmişti.

               Okurken yurtta kalanların suda  yetişirde havada yetişmezmi diyerek olta sallayıp balık tutmaya calıştığı ,ODTÜ  yü kazanınca babasının hediye ettiği son model araba ile okula gidip gelirken farklılığı zenginleşmiştir.

               Ta ki o dupduru geceye kadar…duru gecenin kapkara sunduğu kader,hayatını ve düşlerini de karartmıştı.

                Börekçi İsmail,kumarcı İsmail,bedavacı İsmail hangisinden seslenirsen seslen arkasına bakacak cinsten bir adam..Adam dersek yüreğe küfretmiş oluruz.Erkek olarak doğmuş ama kalbi yürek mahsunu,kan pompalamaktan başka bir işe yaramayan adam müsveddesi…

                 En son imam nikahı ile yaşadığı kadının buluğa yeni ermiş ,önceki eşinden olma 15 yaşındaki kızı hamile bırakıp ,anasını dayaktan hastanelik edinceye kadar dövünce mahalleli ona elbirlik sopa ile ardına bile bakmadan kovalamıştı.

                   Yeni eşi ,eski üvey kızı ile soluğu yeni i yapılan otobüslerin durup kalkmadan başka bir işine yaramayan trilyonların akıtıldığı terminalde almıştı.

                    Herkesni midesini duydugunda kaldıran bu çarpık ilişki İstanbul a kalkan ilk otobüsle yönünü tayin etmişti.

                    Hayta İsmail börek fırının karşısında ter atmaktan nefret ettiği ve sabahın 4 ünde kalkmayı maçası her zaman yemediği için düzenli bir iş hayatı hiç olmamıştı.

                    Bedava hayatın tadını ufak tefek kendi cevresindekilerin cebindekini fark ettirmeden  kendi cebine doğru yer değiştirterek yada sahipsiz gibi gözüken ama mal sahibinin ileride lazım olur düşüncesi ile evinin işyerinin bir kösesine koydugu malları hurdacıya devirerek tatlandırırken  çalışmayarak hayatı idame ettirmenin  ne büyük bir kudret olduguna inanıyordu.

                      Şu İstanbul a gelmekle ne iyi etmişti. Elektrik tamircisi olarak girdiği evlerden aşırdıgı yükte ufak tefek ama pahada ağır şeyler kendisini kısa mesafeli cezaevi antrenmanları ile  tanıştırmış içerde tanıştıgı bitirim tiplerle koparmacayı da ögrenmişti. Koparmaca,kendi deve gibi gösterip kene gibi asalaklık etme diye tanımlanabilirdi. Yürüyüş,endam,bakış, kelimelerde vurgulu telafuz el taşı ile el kuşunu vurmasını sağlıyordu. Babasından dul maaşı olan 80 yaşındaki annesine cocugunu yazdırma fikrini pek tutmuştu. Yeni eşi eski üvey kızından olan kızı sümbülü doğrudan annesine yazxdırmak istemiş ama kadın fizyonomisinin o yaşta elverişsizliği gibi sebeplerden doğumevindeki doğum sebebi ile nufus kutugune işletememiş bunun üzerine mahkeme kararı ile kızını annesine mahkeme kararı ile hiç bozulamayacak şekilde .evlatlık vermişti.

                       Böyle oğla her halde melek bir anne hikayede olsa yakışmazdı. 7 kocalı Hürmüz misali birbiri ile öz olmayan 7 çocuğun annesi idi. Hayta İsmail sonunda kimsenin aklına gelmeyecek şekilde kendi kızının da 7.üvey kardeşi olmasında bir sakınca görmemişti.Aklına geldikçe kendine ve kendisinin karşısında zavallıya dönüşen şeytana gülüyordu.

                      Azrail inde bir melek olduğunu unutmuş hiç ölmeyecekmiş gibi diğer melek meslekdaş şeytanla nasıl dalga geçerdi.?

                       Her can cehennemin odunu yanında götürüyordu.Ama bu söze  İsmail ancak  metobolizmik faaliyetin son noktası kalın bağırsak çkıkışı ile gülerdi.

                       İtikaden zaten zayıf olan Hayta İsmail ,Ramazan da bile aldıgı alkolün etkisi ile çocuk yaştaki üvey de olsa kızına bozuk cinsel davranışlarda bulunabiliyordu.

                        İstanbul da geçen 4 senenin sonunda annesinin ölümü ile maaşını Sümbül e  baglatmak için  memleketine dönmüştü. Annesinin cenaze merasimine bile gimemiş diğer sarhoş erkek kardeşi imamın hışmından dolayı merasimsahasından uzaklaşmış ve sağlıgındayken evlatlarının manevi  katili anne içler acısı sekilde belediye görevlilerince defnedilerek hayatın içindeki karanlık nokta sonsuzluğa defedilmişti.

                          Asgari ücret tutarı kadar tutar Sümbül den dolayı hayta İsmail in eline geçince kahve ev meyhane üçgenine hayatını hapsetmişti. O sıralarda hapisten yeni çıkan ve mahkum kadrosu ile hastanede temizlik işlerine bakan üvey biladeri Süleyman evlerine sık sık girip çıkmaya başlamıştı. Sümbülün annesi de  21 yaşına varmış çocukluktan kadınlığa doğrudan geçişin sancılarını taşıyordu. İsmail in evde olmadıgı zamanlarda önce bakışarak kurulan aşk diplomasisi ,50 li yaşlara varan müptezel İsmail in seks performansındaki düşüklük le birleşince 21 lik bedene terapi Süleyman dan gelmekte gecikmemişti. Ve kendincede bu bedenin sahibi bunda bir ayıp günah da görmüyordu. Annesi,nin koynundan kendi koynuna gelen İsmail e bu boynuz az bile düşünüyordu. Üstelik Süleyman hınzır mınzırdı ama yatakda durmak nedir bilmiyordu.kendisine ufakda olsa hediyeler alıyor ve kadın olduğunu ona hatırlatıyordu. Hayvan İsmail ,öküz gibi hırlamaktan başka bir şey bilmiyordu. Çogu zaman kendisinide yarım halde bırakıp aldığı alkolün etkisi ile sızıp kalıyordu. Hafta da 1-2 görüşme artık yetmez olmuştu.Süleymnı ayarttı. Kaçalım buradan dedi. Salak Süleyman herkesn mumla arayıpda bulamadığı kadrolu işi dolayısı ile ayak dirediysede kızın maaşı var senin çalışmanada gerek yok diyen eski yengesi yeni manitası ile kaçmak için hazırlıklar yaparken Çakal İsmail çakallığını yapmış tüfeğin namlusun kesilmesi sureti ile türettiği tabanca ile kendi evine baskıan gelmiş Süleyman bir tazı surati ile canını zor kurtarmıştı. Müsadere edilen silah ve para cezası ile bu suctan yırtan Hayta İsmail ev içi tedbirleride sıkılaştırmıştı. Kadının artık evden cıkışı yasaktı Kapılar üstüne kilitleniyor oda içerisinde kelepçeli yalşama tecavüz benzeri seks davranışları ile nhayatı  tam bir paranoyak haline dönüşmüştüi Kahve de oyunda otutrken hayta ainden baskın misali kendi evine geliyor Kontrolünü yapıyor Tekrar oyunun başına dönüyordu.Strese dayanamayan midesiinn kanama geçirmesi neticesinde hastaneye kaldırılmış hastanede temizlik görevlisi olan Süleyman kardeşinin ameliyat için getirildiğinin kendisine haber edilmesi üzerine beklenilen davranışın aksine üstünü başını değiştirip ,ameliyata alınan ağabeyinin evine gitmiş karısını alıp evden İstanbul a kaçmışlardır.

              Şeytan İsmail in kendilerini rahat bıakmayacklarını her ikiside biliyordu. Artı kızda İsmail in yanında kalmıştı. Maddi dayanakları yoktu. Stajını İsmail ni yanında yapan sünübü l ün annesi nin aklına gelen fikirle savcılığa İsmail le ilgili suc duyurunsunda bulunmuş kendisini küçük yaşta alıkoyddugndan bahisle zorla tecavüzde bulunduğundan bashsetmiş ve ismaili ketenpelege get,rmek içn i,yi bir kurgu yapmıştı. Kadının daha önce yediği dayaklar sebebi ile varo lan hastane raporları ve karakol kayıtları ile bieleşince İsmail apar topar hakim önüne çıakrılmış ve mevcut suç iddiası karşısında tutuklanmıştır.

                 Hırsızlık sucundan birkaç defa cezaevine girmiş ama birkaç aydan öte sürmeyen tutukluk halleri cezaevi ona hayat anterenmanı gibi gelmişti. Şimdi karsının suçlaması ile 1 yıldır tutuklu  kaldığı cezaevi hayatı artık ona cekilmez hale gelmişti. İlk defa İsmail in kuyruğu düşmüştü. Diğer üvey kardeşleri vasıtası ile haber salmış tam kızı onlara verecek boşanacak ve bir daha asla onlara yakın olmayacaktı.

                  Düşmanlık,düşmanlık doğururdu. İsmail elbet bir gün cezaevinden cıkacaktı. Bu yaptıklarını yanına bırakmayacağını her ikisi de biliyordu .İsmail in cezevinden gönderdiğ teklifi her ikisi de  bu şartlar altında düşünüp kabul etmekten başka carelerinin olmadıgına karar verdiler

                     Duruşmlar devam ederken Sümbül ün annesi şikayetten vazgeçtiğini onun kocası olarak davrandıgını ve kendisininde kızgınlıkla yediği dayakların etkisi ile onu şikayet ettiğini söyler. Yıların hukuk cusu heyeti kzıım üzerinde baskı mı var seni tehdit eden mi oldu? Şikayetten vazgeömen için menfaat temin eden var mı gibi sorulara basma kalıp v-cevabı verek şikayetçi olmadıgın ı yenilemiştir.  Adli tıptan beklenen psikolojik zarar görüp görmediği ile iligili rapor dosya içn e sunulmadığı için mahkeme heyeti yeni bir duruşma günü vererek suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihitmali ve içerde kaldığı tutukluluk süresini göz önüne alarak İsmail in istemeselerde tahliyesine karar verirler.

                        İsmail üzerinden geçerken duran kamyon lastiğinin tahliye kararı ile beraber kalktığını hisseder.

                        Kuşlar kadar hür olan Hayta İsmail cezaevinden cıkarken topukları neredeyse kıcına tekmeliyordu.

                         Akşam karanlığı tahliyenin gerçekleştiği bahar serinliğinde üzerinde ceket olmasa idi üşütecek cinstendi.

                         Gidecek yeri de yoktu.

( Bedava Suclar başlıklı yazı HALİLİ tarafından 11.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.