Kamburu kalmış aşk yüküm

Başımı eğirirken yaşımı dindirmeyen

Dilime ağır, şarkısı kahır

 

Susmalar kalıyor giden akşamların ardından

Saray tahtına göz diken sadrazam misali

Kılıçlar çekilmişken başlar yok oluyor, ansızın

Diller, ah! Diller kelepçelenmiş burçlara

Sözler âmâ

Gürültüler hep zindanlardan gün ışığına

 

Koş gel artık yaktığım mumlar tükenmeden

Cereyânda kalmış yanan bedenim tutuluyorken
Kara kara geceler üstüme yürüyorken

Kır dilinin zincirlerini

Bırak, boş ver kırılsın dilin kemiği

Ben seni dilsiz sevmiştim zaten

Gülümseyen gözlerine bakarken

Sukut olmuş dudaklarını öpüşümde

Rüzgârım da dalgalanan saçlarının yüzümü okşamasını sevmiştim ben

Sen ise çekip gitmeyi

 

Ah! Ellerin nasılda üşüyordur şimdi

Kopan fırtınalar gözlerine çöpler dolduruyordur

Yaşlarla yıkayıp yoklukla kuruluyorsundur

Gemiler, ah! Gemiler hep suyu akken karada…

 

Pembesi fazla kaçmış aşkın tabutunu sırtlandım yine

Yüküm ağır dokunmayın bana

Değseler bayrağım düşecek surlarımdan

İşgaldeyim, ordular ayrılık

Akın akın akıyor yalnızlık

Yatağını mı şaşırdın ey! Nil

Çorak toprakların can vericisi

Açlığın tek gönüllü savaşçısı

Dudaklarım kurudu yine

Bir damla öpücük, hadi!

 

 

 

( Bir Damla Öpücük başlıklı yazı HERO tarafından 8.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.