Dünya medeniyetlerinin beşiği güneydoğu...
            Dünyanın 8.Harikası denilen adıyaman ın Agamennonlu  nemrut u..
             10.000 ylı öncesinin Gılgamış destanının geçtiği dünya uygarlık merkezi karkamış ın bulunduğu gaziantep
             peygamberler şehri denilen hz ibrahim in ateşe atılığ ateşin su ,odunların balık olduğu Urfa
              Roma İmparotorluğunın ipek yolundaki gümrük kapısı Zeugma ve Fırat NEHRİNİN ALTINDAN GEÇEN KIRAL KAÇIŞ KANALLARI.......
               Olayımızın cereyan ettiği tüm ilahi dinlerin merkezi Mardin den bahsetmezsek Mardinliler bize kızar.
               Nasuriler,mecusiler,Hırıstiyanlar düzgün kesilmiş, kirec taşlı EVLER, doğal beyazlıkları ile aydınlığın habercisi bir şehir kimliği taşırken, karanlık kimbilir kaç hayatlara gebelik yaptığını sadece orada yaşayanlar bilir.
               PKK laneti ile gelen can güvenliği,şehir merkezine ugramasa da, köy boşaltmaları ile şehrin gecekondusunda artışlar, demografik yapıda değişimlere yol açmış, arap kökenlilerin yanında kürt kökenli nufus ağırlaştırmıştı.
              İşsizlik suç oranlarının ,özellikle hırsızlığın artışı ,demografik yapıdaki bozulmanın doğal sonucu olarak ortaya cıkmıştı.
             Suni demografik yapıda, oynamalar olmasa, şehir kültürü, zaten gelen yabancı yada yabani unsurları zaman içinde dönüştürerek ehlileştirecektir.
             Ama köy boşaltmaları gibi yanlış taktikler,sivrisineğin balyozla avlanması gibi yöntemler ,emnyetin yapacağı işin,askeriyeye havalesi ile işi zora sokmuş ama imkansız hale getirmemişti. Hala umut vardı.
              Zeyno mardin in dağ köylerinden gelmiş,9 çocuklu bir ailenin en küçük kızı idi. babası Musa,gebelikten korunma nedir ?bilmeyen gelen allahtan gelir deyip de cocukların ve kadının adını yok etmeyi inancı gereği gören cahil zebaninin tekiydi. Sattığı hayvanlarını bir kısmı ile küçük bir bakkal dükkanı açmış elinde 5.000 tl parası kalmıştı.
             Eşini de artık begenmiyordu. yaşlanmış  bir kısım dişleri dökülmüştü. gerizekalı kadın diyordu.sinirlenin ce kadının agzında kalan son üç dişin tekini de önceki gibi kırmıştı.Neydi lan bu kadından cektiği ayın 15 günü hasta gece mesaisi desen yok.Müşterisi ali den duymuştu kendi köylerinde yalnız kalan ve çocuklarının bakmadığı yaşlı adama 10..000 TL  Agrı DAN  bir dul kadın almışlardı. Kendi side alacaktı.   
              Dünyaya bir daha mı gelecekti. Anasına satayım .Sofrada bir kaşık daha olsun ne olurdu ki? dedesinin de iki avradı yokmu idi? Babası genç yaşta hastalıktan ölmese idi belki oda ikinci avradı alırdı.Bu düşüncelerle ali den yardım istedi. Ali köye gelen kadersiz bakıcı kimliğindeki eş görünümündeki kızdan babasının adını köy adını aldı. Bütün ayarlar cekildikten sonra gidip misafir oldukları Agrıdaki köyden 5.000 TL ye 15 yaşındaki  kuma kızı getirdiler.
               Zeyno hiç böyle görmemişti,anasını.kadınlık gurunu çiğnetmeyecekti. Yaşlılık çaresi olmayan tek hastalıktı. Hem yaşlı da sayılmazdı.Daha 40 yaşında idi. Çökmüşse kendisi çökmemişti. Çökerten kocası olacak deyyustu.Çocukları leylek mi getirmişti. Beraber yapmışlardı ?Kendisi anne olarak eş olarak tüm fedakarlıkları yapsın eşşekoğlu eşşek üzerine kuma getirsin ona gösterecekti. kavga gürültü patırtıdan sonra yenilen dayaklara hastane polikliniği 20 gün süre ile mesken edinildikten sonra 1. harbin cereyan ettiği eve geri döndü. Hastaneden dönünce de değişen bir şey olmamıştı. 
      15 yyaşındaki kuma daha çocuktu sesini çıkarmıyordu ama müttefiki evin koca reisi olduğu için dokunulmazlığı vardı. Avlunun içinde hayvan damı olarak yapılan düzenleme ile ev haline getirilmeye calışaılan harabenin içinde yaşıyordu. kuma dördüncü cocuğuna gebe kaldığında zeyno henüz 7 yaşında idi. babasının bakkal dükaknı nı şim di hayal meyal hatırlıyordu. Bu kadın geldiğinden beri babası doru dürüst kendi oturdukları eve gelmiyordu. Hep kavga ,hep kavga vardı...
                Adana da yaşayan teyzesi,annesine her geldiği bayramda al çocukları gel Adana ya diyordu.bu zebanin kahrını çekme diyordu. Dağ köyünden sonra gördüğü tek şehir Mardin olduğu için kadın korkuyordu. Ama aradan geçen 4 sene bu korkuyu giderek azaltmış ve yaşamın dayanılmaz hali kendine güven katsayısına ivme katmıştı.
               Yaşanan zorluklar,evin terki sonucunu doğurmuş azalan kaşık sayısı evin reisinin üzerindeki olumlu etki yaratmış ve birazda rehavete kaptırmıştı kendisini. Nasıl olsa cocuklarının adını bile karıştırıyordu.
                Allahtan gelen allaha giderdi. her şeyin maliki allah değilmi idi. Tevekkül ama. takdir allaha aitse tedbir de kula ait olacağı düşünememişti. hatta doğumdan korunmamnın bir tedbir değil günah olduğuna bile inanıyordu.
                 Zır cehaletinin,zor hayata zemin hazırladığını anlamamıştı. Fakirlikten geçim sağlayan PKK ve yöre şıhlarının çoğalın uyarılarıda  zır cehaletin artmasına katkı sağlıyordu.Cehennemdeki zebanilerre artık hesabını kendisi verecekti. O masum küçük bebesinin raftaki gofrete uzandığında sopa ile ellerine vurması,annesinin gizlice lolipop şekeri bebesine almasının günahlarını nasıl verecekti bakalım.
                  Bir münibüs kiralandı çocuklra ait kişisel esyalar ve okula gidenlerin defter kitapları bir kac eski püskü ev eşyası ile birlikte  geride acı hatıralarını ve büyüklerinin mezarlıklarını bırakarak Bilmedikleri bir şehre Adanaya doğru yola çıktılar. 6 saatlik bir yolculuktan sonra inanılmaz tüneller,minare yüksekliğinde viyadükler,sıra sıra gavur daglarını altta cukurovanın münbit arazilerinin kahverengiden sarıya yeşilin tüm tonlarınıda içine almış şekli ile kare kare karelenmiş tarları geriye bırakarak adana ya vardılar.  Seyhan nehrinin üzerinden geçerek nazlı bir gelin gibi sessizce ve derinden aktığını bilmeden suyun tasta dururmuş gibi durması ruhlarında biraz hafiflik yaratmışlardı. Boz yerin bozundan ovanın tozuna gelmişlerdi. Nasıl büyük bir şehirdi. yolun etrafı 2 minare yüksekliğinde binalarla kaplanmıştı.4yaşındaki Zeyno nun küçük ama akıllı beyni Bu binaların sadece iki katında yaşayan insanarın kendi köylerinde yaşayanlardan fazla olabileceğini düşünmüştü.
Şehir için de bir saati aşkın yol yaptıktan sonra teyzelerinin yaşadığı mahalleye geldiğinde Zeyno nun buranın yaşadıkları yerden farklı olmadığı zannına vardı. Konuşmalar aynı idi. Adanaya gelen her memleket bir köşesini tutmuş çağırdıkları ve getirdikleri ile kendi sahalarını oluşturmuştu.
       1.gün misafirliği 2.gün misafirliği derken kalınan evde doğan huzursuzluklar aranmasına ragmen bulunamayan devamlı bir işe ragmen küçük bir harabeyi ev yapmak için tuttulaR. Zyenonun en büyük abisi 17 yaşındaki hamo idi. Kimliğinde Ahmet yazıyordu. Ama herkes Hamo diye sesleniyordu. Küçük zeyno okuma yazmayı ögrendiğinde gazete ve haberlerden Kürt kelimesinin ve hiç bir ayrımcılığa tabi olmadan bazen kullandıkları dilin bir moda halinde kullanıma geçtiğini anladığında şaşırmıştı. Oysa Mardin deyken siyah elbiseli adam gizlice seyrettiği  kilise içinde  farklı bir dil kullanmış ama dışarıda herkes gibi türkçe konuşuyordu.Küçüklüğünden beri korku nedir bilmesidi gurulu idi. Mezarlıklarına da merak içirisinde gitmişti. siyah elbiseli adam yine farklı anlamadığı bir dilde konuşmuştu.
       adana da ,Hamo hamallık yaptı sürekli olmayan işlerde calışarak evin geçimin sağlamaya calışıyordu.Ama  yetmiyordu.kendisinden sonraki 4 kardeşi okuyordu.3 tanesi de okula gitmek için sıra bekliyordu.
       çalışacaktı para kazanacaktı,yanına yanaşan örgüt üyesi olduğunu sonradan ögrendiği insanların yalanlarına kanmamıştı. Maça gidelim diyerek polise saldırtmalarına hiç bir zaman pirim vermemişti. seni kaymakam yapacağız,şu paketi al götür diyerek suç iştiraki sağlamaları oyununa dahi gelmemişti. kardeşleri için kendisini feda etmi ş ve onları okutacaktı. Ac sefil insanların cahillikleeirni kullanrak suçtan geçim sağlayan insanların yalanlarına kanmayacaktı. Evine ekmek götürmek için işe çıkmayan hamal arkadaşları nasılda kanıp şişe içerisine koydukalrı benzinleri fitilleyerek, fitili ateşleyerek banka ve marketlere atıyorlardı. Hadi işe gidelim dediğinde sen git bizim işimiz var diyerek iş yerine suçtan para kazanmak daha işlerine geliyordu. Ama adana da kaldıkları iki sene içerisinde hep arkadaşım dediklerinin cezaevine düştüğünü görmek içinden üzüyordu. Analitik düşünme yeteneğini annesinden almıştı.Gazetenin tekinde okumuştu beyin özellikleri çocuga, anadan geçer diye. Siyasi faaliyetlerin nasıl terörize edilerek ticari faaliyete dönüştüğünü ve bundan kral fahd gibi yaşayan akadaşlarının babasını gördüğünde anlamıştı. ama yapacak bir şey yoktu. Doğru yoldan asla ayrılmayacakti.Ama katılmasa idi diye düşünüyordu.
       Varlıkla yokluk için deki gelgit ler hayatın zorlaşan şartları Adana da  kalırsa kendis yada kardeşlerini örgüt için kasybetme tehlikesi belirmişti. Olaylara katılmaması olaya karışan arkadaşları acısından muhbir şekline dönüşme ihtimali de belirince İstanbul için söylenen hayalleri gerçeğe dönüştürmğe kalıyordu. Orada su satsan para kazanıyormuşsun diyerek annesi ile konuştu. zaten zor şartlar kadının kaderi olmuştu Ama imkansızlığa asla inanmıyordu. Çocukları kendisi giib yaşamayacaktı. Onların gecenin zifiri karanlığını yok eden bir güneş olacaklardı. Sadece kendi kaderlerini değil kendileri gibi yokluktan gelenlerinde kaderin değiştireceklerdi.
          Ona inanç ver sebatla cocuklarına hep yalanın kötü ve herşeyin başı olduğunu ögretmiş ,dosdoğru bir insan olarak etraflarında saygın olmalarını ögütlemişti.
           Kimse olmasa allahın kendilerine yardımcı olacağı çocukların egilirken bile bismillah çekmeleri,gördükleri güzel ve iyi şeylere maşallah diyerek kıskanmamayı ögretmişti.
         Akıllı kadın,cocuğun korkusuz bu teklifine evet demişti. İstanbul onlar için kurtuluş olurdu.
       
 
 
 
 
 
  • ( Kürdün Kızı 1 başlıklı yazı HALİLİ tarafından 7.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
    Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.