Neyse bir ay kadar zaman sonra arkadaşım geldi. Ve Alaplı’da bir gazetede işe başladı. Bu esnada da zaman geçiyor taksit zamanları geldiğinde arkadaşıma söylüyorum, yeminler ederek “şuradan para gelsin vereceğim, alacaklılarım paramı ödesin vereceğim” ama o gün bir türlü gelmiyordu. Bende maddi olarak çok sıkışık durumda olduğum için ondan istiyor adeta yalvarıyordum. Ama o benimle dalga geçiyordu. Eşinden çekindiği için onun bilmediğini söylemişti bende son çare olarak eşine söyleyeceğime yemin ettim. Arabayı satılığa çıkardım vereceğim dedi ama gene sonuç yok. Bir gün kendisini aradım ve gene sordum oda benim sana borcum falan yok alabilirsen al dedi… Karısına mesaj çektim ve durumu anlattım, biraz sonra bir telefon bir sürü hakaretler…
Neyse birkaç gün sürdü bu mesajlar ve paranı postaneye yatırdım yarın git al dedi, gittim aldım ama baya eksik bende kızdım, aradım tamamlayacağını söyledi ve o gün bu gündür sesi çıkmadı. Bir insan kendisine iyilik yapan ve insanların en yakınına güvenmediği bu devirde üzerine alışveriş yapan bir insana bunu nasıl yapabilir, eşi bunu öğrenip nasıl göz yumar ve rahatça yastığa başını koyabilir, çocuğunun yüzüne nasıl utanmadan bakabilir bilemiyorum. Üzerinden iki seneden fazla zaman geçmiş olmasına rağmen paranın tamamını değil de eksik yatırabilir, nasıl bir vicdan sahibi ve ben bunu nasıl anlayamadım hala düşünüyorum… Benim bildiğim dostluk, arakadaşlık anlayışı bu değildi, böylede olmamalıydı… Başka hiç bir şey söylemek istemiyorum Mevlanın sözüyle sizlere hoş kalın hoşçakalın, dost kalın diyorum saygılarımla…
DOST
Sevinci çarpmalı,
Üzüntüyü bölmeli
Geçmişi çıkarmalı,
Yarını toplamalı,
Kalbinin derinliklerinde,
İhtiyacı hesaplamalı,
Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı, işi bitince seni bir tarafa atmamalı… MEVLANA