Hiç kimse “Ben hayatımı yalnız başıma devam ettiririm. Kimseye ihtiyacım yok.”diye bir iddiada bulunamaz. Çünkü herkes bu hayatı yaşamak, başarılı olmak ve varlığını ispatlayabilmek için mutlaka başkalarına ihtiyaç duyar. Hem sadece insanlara değil, bazı hayvanlara bile ihtiyaç duyar. Etinden, sütünden ve gücünden istifade edilen hayvanlara duyulan ihtiyaç gibi.

 

Bu hayata gelmek, erkek ya da kadın olarak yaşantımızı devam ettirmek elbette ki elimizde olan şeyler değildir. Bizim için takdir edilen hayatın bir tecellisidir hayata gelişimiz. Ama hayatımızı nasıl yaşayacağımız ve nasıl şekillendireceğimiz (iyi ya da kötüyü seçme) konusunda kaderin bir kısmı kendi tercihimize bırakılmıştır.

 

Ana babamızı seçmek, kadın veya erkek olarak hayata gelmek elbette ki elimizde değildir. Ama hayatımızı değerlendireceğimiz ve birlikte geçireceğimiz arkadaşımızı seçmek, ömrümüzü nerede ve nasıl geçireceğimiz konusunda tercihte bulunmak tamamen kendimize aittir.

 

İnsan olarak bizim hedefimiz hem dünya hayatını hem de ahiret hayatını kazanan bahtiyarlardan olabilmek için ahirette kolayca ve yüzümüzün akıyla hesabını verebileceğimiz bir hayatı dünyada iken yaşamaktır. Dünyada iken hedefi bu olan insanlar akla hayale gelmedik başarılara imza atarlar.

 

Tekrarı ve geri dönüşü olmayan bu hayatı iyi değerlendirmeli, hem dünyasını hem de ahiretini mamur edip kazanan iyi ve güzel insanların gittiği yoldan gitmeli ve bu hayatın imtihanını başarıyla verip kazanmalıyız. Ki ahiretimizi de kurtaralım. Çünkü kazası, tekrarı ve pişmanlığı yok bu hayatın.

 

İşimizde ve sosyal hayatımızda bize yandaşlık, sırdaşlık, arkadaşlık ve yoldaşlık yapacak olan bir insanı iyi tahlil edip seçmeli ve bu beraberliğin sonunda pişman olmayacak bir tercih yapmalıyız.

 

İnsan hayatında başarılıda olsa başarısızda, bunda arkadaşlık yaptığı insanların payı büyüktür. “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.”demiş atalarımız. Kötü insanlarla arkadaşlık edip kötü hatıralarla ya da kötü olaylarla anılmak istemiyorsak, bizleri hayra ya da şerre yönlendirecek olan arkadaşlarımızı iyi seçmeli ve herkesle arkadaşlık yapmamalıyız.

 

İşimiz de çok önemlidir. Geçimimizi temin edip sosyal ve ekonomik ilişkilerimizi düzene koyabilmek için sağlam, tutarlı ve helalinden kazanabileceğimiz bir işe mutlaka ihtiyacımız vardır. Daha doğrusu az ya da çok kazansın, her insanın bir işi mutlaka vardır. Ama önemli olan, yapmış olduğu bu iş ile insanın, diğer insanlara ve içinde yaşamış olduğu topluma neler verebilmekte olduğudur.

 

Yaptığı işi ve edindiği arkadaş çevresi ile insan toplum nazarında beğenilen, takdir edilen ve gıpta edilip imrenilen bir konumda ise o insan bu hayatı başarmış ve kazanmış bir insan demektir.

 

Aksi halde yapmış olduğumuz iş ve tutmuş olduğumuz arkadaş çevresi ile toplumun takdirini değil de nefretini çekiyorsak biz bu hayatı ve en önemlisi ebedi olan ahiret hayatını kaybediyoruz demektir. Dikkat etmek gerekir!

 

( Dünya Hayatı Ve Biz başlıklı yazı S.ULUPINARLI tarafından 9/14/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.