sevgi ve şefkat sahibi allahın adı ile

Kim Rahman (olan Allah)ın zikrini görmezlikten gelirse, Biz bir şeytana onun ’üzerini kabukla bağlattırırız’; artık bu, onun bir yakın dostudur. Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten h...idayette olduklarını sanırlar. Sonunda Bize geldiği zaman, der ki: "Keşke benimle senin aranda iki doğu (doğu ile batı) uzaklığı olsaydı. Meğer ne kötü yakın-dost(muşsun sen)."(Bu söylenmeleriniz,) Bugün size kesin olarak bir yarar sağlamaz. Çünkü zulmettiniz. Şüphesiz azabta da ortaksınız. (Zuhruf Suresi, 36-39

............
Yesribi medine-i münevvere yapan ruhu bilirmisin sen ey cahillerin ebu sufyanı..
Ey adillerin utancı...
Sen gönüllerin sultanını rahmetellilalemini tanımazsın imkanı yok..çünki gönül gözün tavukkarası...
Sen yanyana kimseye tahammül edemezsin..Çünki sen facirlerin anasısın..
Dün kavgalılar bugün birarada olsa sevinç gözyaşları yerine zehir saçarsın..

Hicretten sonraki medine sözleşmesindeki tarafları gördünmü ey cahilliğin baştağutu..
Peki ya güçsüzlerin yas yeri olan mekkenin nasıl mükerreme bir yer olduğunu biliyormusun..
Rasulullahın -katili olmak üzere olanları bile emanetlerine ihanet etmediğini biliyormusun..
Barış ve düzenin güçlü adil güvenilir olmaktan geçtiğini sonrada en sevdiği amcasının katilini bile nasıl affettiğini biliyormusun..
Sen yusufun kardeşlerini nasıl sevip bağışlamasını nerden hissedeceksin...
Sen ancak yumurtlamayan tavuklar gibi başkalarına ait folların üzerinde fotoğraf çektirip günlerce gıdaklarsın..Aptalları kandırırsın..
Güçsüzün merhametinin korkaklık olarak- güçlünün merhametinin hilm ve şefkat olarak algılanacağını biliyormusun..
Adilin yasaları keskinse acıtmaz kestiği yeri çabuk kapanır iyiliğe domurcuklanır.
Facir ve zalimin yasaları dokunduğu yeri kangren yapar ağacı kurutur bilirmisin..
Yarın mahşerde ettiklerin ve şeytanı olduklarınla birlikte cezasını nasıl vereceksiniz..

YILLAR ÖNCE BİR GENCİN YAZILMAYAN YAZILARI..
.çözüm.
Ülkede hakimiyeti sağlarım bir..
Çoluğum çocuğumla anam babamla bir memur gibi korumasız diyarbakır camiine gider hutbemi veririm..Şırnakta veririm cudide veririm tuncelinde sivasta konyada izmirde ölümüm pahasına bile olsa..ben kazaya kadere böyle inanırım..halkıma giderken savaşa gider gibi tüm orduyu ALARMA GEÇİREREK DEĞİL..
Asiliğe sürüklenmiş herbir insanımı bir saygın kişiye yoldaş yapar iş aş verir entegrasyonu sağlarım...
Askeri deha sahibi olanları genelkurmayda değerlendiririm..
Bu kardeşliği bozan ister sivil ister asker ister yönetici ister memur ister halk en ağır ceza ile cezalandırırım..
Ülkenin her yerine sömürü arabaları için yol yerine istihdam sağlıyacak iş sağlarım..
Ülkenin makro ve mikro tarım haritalarını çıkarır üretimi ve pazarlamayı bir plana bağlarım...
Ekonomik sınırlar oluştururum..
Mahkemelerin sınırını sadece suçluyu tesbitle sınırlandırırım...
Suçun cezasını uygularken güç sahipleri ve güçsüzler diye ikiye ayırırım....
Güç sahipleri 18 yaşına gelince seçmek üzere istediği ceza sistemini seçebilmeli ...cezalar göreceli etki bırakır...para cezası fakiri caydırır zengini coşturur..hapis cezası yaşamı sevene ölümden beter evsize adeta ödüldür..memurun hayatını bitirir aşiretli genç için şeref madalyasıdır..vs.
Ceza sistemi dünyadaki geçerli bütün inançlara ve ülkenin sosyal yapısının ihtiyaçlarını karşılar olmalıdır..Hakimin toleransına bağlamak adalet duygusunu rencide ediyor..Farklı algılanıyor..
Haksızlığa uğradığı tesbit edilenin hukuku suçluya uygulanmalıdır..cezayı mazlumun hukuku ve hududu belirlemelidir..
Bütün mahkemeler affı merhameti cezadan üstün görmeli barış için...
ALLAH AFFEDENLERİ SEVER::
Güçsüzlerin -yaşlı çocuk kadın özürlü--güçlülere karşı meşru müdafa hali birbirlerine karşı ise eşitlik ilkesi kullanılmalıdır...
Dilencilik fon dağıtımı elebakım gibi insan onurunu zedeleyen herşeyi ayağımın altına alırım...
Gelirde adaleti işde külfette nimette adaleti sağlarım..Bütün insanları işle buluştururum..
Heryerde orman kurarım...HER doğana yüz ağaçlık bir orman kurulmasını sağlarım...BU iş için ve koruduğu için hazineden pay ayırırım...Artı değer üretene artı ücret öderim...
Şehrin temizlik işleri sahil güvenlik yasaklara uyma gibi bütün konularda istihdam sağlarım..her birey 700 tl taban aylığı alır...bu cumhurbaşkanı içinde geçerlidir..ancak ürettiği artı değere göre maaşı eklemelere açıktır..
HER doğan çocuğa yüz anne için yüz de çocuk için olmak üzere aylık bağlanır..okula başlayınca yüz lira daha eklenir..
Çocuklar kulupler ekipler oluşturularak çalışmaya alıştırılır ve ücretleri verilir..
Beşikten mezara her bireyin çalışacağı ve üreteceği bir sistem oluştururum...


( Hezeyanlar Zavallılığımız Yıkılan Güven başlıklı yazı mehmet-orta tarafından 10.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu