BU SENİN DE İMTİHANIN…

M.NİHAT MALKOÇ

Çiçekler kan kokuyor Filistin'de. Kurşunların ve bombaların gölgesi düştü gonca güllere. Tankların altında kaldı körpe kuzular. Vahşi kapitalizmin esaret zincirleri dolandı mazlumların boynuna. Kula kul olmayanlar ve özgürlüğü onur sayanlar lime lime doğrandı asrın kasaplarınca. Filistin dağlarına çöktü ağır bir duman. Bu güzel topraklar mazlumların kanıyla boyandı baştanbaşa. İman kervanının önünü kesti lanetlenmiş Siyonist eşkıyaları.

Filistin, hüznü ve gözyaşını çağrıştıran bir kelime oldu gönül lügatlerimizde. Yakıyor genzimizi her söyleyişte. Soğan gibi yaşartıyor gözlerimizi. Şimdi Filistin'de gül bahçeleri zakkumlara kaldı. İsimsiz mezar taşlarıyla doludur Filistin'de mezarlıklar… Kimisi ana, kimisi baba, kimisi kundaktaki bebe, kimisi hayalleri dağlardan yüce gencecik kızlardır, toy erkeklerdir, bacılardır, kimisi de yaşlı ihtiyarlardır. Filistin'de ölüler sağlardan daha çok yer kaplar şüphesiz. Her gün yeni ölüm tarlaları açılır bu garip, mazlum ve mahzun coğrafyada.

Mescid-i Aksa olan bitene şahittir yıllardan beri. Bu yüzden yüzü gülmez bu mübarek mescidin. Nice saldırılara maruz kaldı bu yıkık, harap kentler… Yalnızlığın ve acının en şiddetlisini yaşıyor Filistinli kardeşlerimiz. Bu insanların suçu(!) ne mi: Müslüman olmak… Öyle bir suç isnat etmiş onlara vahşi kapitalizmin semirttiği İsrail canavarı. Bilmiyorlar ki onların suçluluk sebebi olarak gördükleri Müslümanlık Filistinlilerin en büyük onurudur. Bilmiyorlar ki aslında Filistinliler öldükçe çoğalıyor, öldükçe benliklerini buluyorlar. Ölüm bazı fanileri küçültürken Filistinliler gibi imanla mücehhez fanileri de büyüttükçe büyütüyor.

"Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;/Lakin vatandan ayrılışın ıstırabı zor." diyen Yahya Kemal'in duygularını yaşıyor Filistinliler… Yine aynı şairin şu dizeleri de, değerlerinden uzak yaşamanın aslında ölmekten daha beter olduğunu gösteriyor bizlere: "Ölmek kaderde var; yaşayıp köhnemek hazin/Buna bir çâre yok mudur ya Rabbilâlemin" İşte yaşayıp köhnememek için ölüyor Filistinli masumlar… Kararlı, diri ve iri olduklarını gösteriyorlar dosta düşmana. Onursuz yaşamaktansa ölmenin daha haysiyetli bir davranış olduğuna inanıyorlar ve bu sağlam inançlarını kurşunlara nişangâh olarak ispatlıyorlar.

Davaları yücelten, davalarla yücelen milletler ve o milletleri meydana getiren çelik iradeli fertler vardır. Filistin'deki mücadele de buna örnektir. Çapulcular tarafından işgal edilmiş bu güzel topraklar bazı yüce ruhlar için cennete açılan kapı oluyor. Gece gündüz bombalar yağıyor mazlum ve savunmasız insanların üzerine. Filistin askısından beter kurşunlara nişangâh olmak… Fakat bu bir noktadan sonra şahadete açılan bir pencere oluyor. Ruh gurbetten sılaya dönüyor. Ebedî hayat için değer bunlara… Allah için ve cennet için ne yapılsa yeridir. Allah'ın rızası kuru bir candan daha mühimdir inanan insanlar için. Bu kemalata ermiş olmak, kazançların ve müjdelerin en büyüğüdür. Bu ne kârlı bir alışveriştir.

Herkesin bir aşkı var yüreğinde: Para aşkı, mülk edinme aşkı, vatan aşkı, iman aşkı… Bu aşklar insanı hayata bağlar. Fakat iyisi ve kötüsü vardır bunların. Yahudilerin yüreklerinde besleyip büyüttükleri aşk da zulüm aşkıdır. 'Böyle bir aşk da olur mu?' demeyin. Görüyorsunuz işte; bu zalimler insan öldürmekten, soykırımdan büyük haz alıyorlar. Mazlum ve masum insanları öldürdüklerini sanan bu çağdaş vahşiler, aslında zayıf olan insanlıklarını tamamen öldürüyorlar. Kan gölünde yüzmekten zevk alıyorlar. Bunu da inançlarının bir gereği sayıyorlar. Onlar bir zamanlar peygamberlerine de açıkça ihanet etmişlerdi.

Ağır silahlara sapanla karşı durmak… Bu bir savaş değil, düpedüz kıyım… Filistinliler gibi yeri gelince hayatı reddedebilmek… Ölümü hayata üstün tutmak… Vatanı cana tercih etmek… Zor ama gerekli… Vatanı ve imanı cana bedel bilebilmek ve uğrunda ölebilmek… Zor ama ulvî, aslında bir o kadar da güzel... Bunun en güzel örneği veriliyor Filistin topraklarında. Üstad Necip Fazıl'ın ifade ettiği gibi Filistin'de de 'Oluklar çift: birinden nur akar, ötekinden kir...' Ne mutlu tasını nur akan oluktan doldurabilenlere!... Ne mutlu ebedî olanı fani olana tercih eden bahtiyarlara… Unutmayın ki Filistin bizim de imtihanımızdır.
( Bu Da Senin İmtihanın başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 2.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.