yarınlara kurulan bir intiharın tuzağıydı gözlerin
sesinin içinde alevleri susamış bir aşkın kırıntılarında boğulur gece güne bakanlar uyanır uykudan günün rahmine düşer umut ayışığıyla avunur akşam bir tohum çatlar avuçlarının sıcaklığından
önce teninin ıslaklığı çekilir tenimden sonra uzaklaşır yokluğun acı yatağını değiştirir ellerinin üşüdüğü yerde kurulur cehennem ne olursa olsun ben senden gidemem
dilimi nereye döndürsem küfür başımı nereye çevirsem gurbet döl tutmuyor deniz ölüleri çoğaltmaktan başka ne işe yarar bulutlar ağaçlar köküne küsmüş damarlar taşımıyor kanı önce ben bozdum sicilini kimliğimin sen yüreğimin ana vatanı
kırık bir dalın ırzına geçiyor kuş rengini solduruyor yaprak rüzgarı önüne katmış tozunu kovalıyor toprak
yarından önceki günde sevdim seni mayısta sallanan bir gün bitimi ölüyordum sensizlikten bağışla beni
sustum sayfalar dolusu dikenler battı gözlerime yüreğin yurdum bedenin tabutum ben sana doğmuşum
karanlığa kafa tutuyor aşk kaç ölüm kaçırdı beni gözlerinden ellerim sana uzanan köhne bir liman gölgenle dans ediyordum sevişmeyi önce düşlerde doyurmalı insan
teninden başka hiçbir şey sindiremedi yalnızlığımı her aşk için bir kurban mı gerek
artık bu beden gönül kırıklarıyla daha fazla yaşayamaz yüreğime bir ip bağladım bıraktım denize
yüreğin yurdum bedenin tabutum ben sen olmuşum kime ne
şimdi bir gül bas vurulduğum yere sus gövdemde sus sadece aşkın senfonisini dinle
İsa İnan
üç mayıs iki bin on / seninle biz aynı gölgeye sığındık bir akşam üstü ...
( Gölgenle Dans başlıklı yazı isa-inan tarafından 5/21/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.