Evet hele de mahallelerde bu ýnýnýnýnýnýnýn ve de ýnýnýnýnýnýnýnýn meselesi çok önemli bir konu... Mahalle Kahvelerinde bundan daha önemli bir konu yok. Siz de çocukluðunuzda küçük bir mahalle ile haþýr neþir olduysanýz, az çok yaþamýþsýnýzdýr ýnýnýnýnýnýnýnýnýn durumlarýný... Mazhar Fuat ve Özkan Abim yýllar önce bu ýnýnýnýnýnlarýn tespitini yapmýþlardý bir þarkýda hatýrlarsýnýz...

Oldu ya daha çocuksunuz, ayný apartmanda oturduðunuz kapýcýnýn kýzý Neþe ile bakkala gidip sakýz ve de çikolata alacaksýnýz babanýz elinize para vermiþ. Aslýnda kapýcý eski bir tabir þimdilerde apartman görevlisi diyorlar bizde öyle diyelim... Tamda gündüz gözüyle kahvehanenin önünden geçerken, Neþe ile el ele tutuþmuþsunuz, masumca kardeþçe yüreklerde kötülük yok, akýllarda fitne fücur diye bir þey yok... Hemen baþlarlar kahvedekiler ’’Seni seniiiiiiiiiiiiiiiiiiii hýmmmmmm! Inýnýnýnýnýnýnýnýý!’’ Kafanýz bozulur kýzarýr bozarýrsýnýz içinizden ’’Ne ýnýnýnýnýnýný ulan lavuklar.’’ diyesiniz gelirde diyemezsiniz...

Biraz büyümüþsünüzdür spor yaparsýnýz daha yeni baþlamýþsýnýz bayaðýda heveslisiniz, üzerinizde uyduruk, faniladan bozma bir forma, ayaðýnýzda kramponlar, baþýnýzda sarý lacivert bir bere, ama mecbursunuz yine kahvenin önünden geçmeye... Kahvedekiler ýnýnýnýnýnýnýnýn konusunda tescilli, hiç durmazlar yine ýnýnýnýnýnýnýn ve de sonra bir daha ýnýnýnýnýnýnýn! Tam tepede Kýraathane diye kocaman bir yazý vardýr. O anda aklýnýza ýnýnýnýnlardan býktýðýnýz için buraya ’’kahvehane deðil de Inýnýnhane deseler nasýl olur?’’ diye bir cümle gelir, geldiði ile kalýr orada...

Bu ýnýnýnýnýnlar bir türlü bitmek bilmez. Sýnýfý geçmiþsinizdir, babanýzda ödül olarak size bisiklet almýþ, hani þu eskilerin velespit dediði alet... Bahar gelmiþ, yaz gelmiþ havada þahane, ama iþte yine o kahvenin önünden geçmek ve o ýnýnýnýnýnýnýnýnlarý yemek mecburiyeti vardýr... Yan gözle bile bakmak istemezsiniz kahveye doðru...

Bir zamanlar küçük bir çocuk da olsanýz zaman geçince haliyle delikanlý olmuþsunuzdur. Tabi siz büyüyünce, Neþede, Leyla’da, Asuman’da, Pelinde büyümüþtür. Tam da zamaný derken onlardan birisine kaptýrmýþsýnýzdýr gönlünüzü... Tutarsýnýz Pelin’in elinden ve tabi mecbursunuz kahvenin önünden geçmeye... Böyle bir fýrsatý kaçýrýr mý kahvede ki abiler, amcalar, dayýlar... Onlar ýnýnýnýnýnlarý çoktan hazýrlamýþ ve sizi beklemektedirler... Seni gidiiiiiiiiii gidiiiiiiiiiii! Diye de ýnýnýnýnýnlarý yanýna eklerler...

Bir gün bütün bu ýnýnýnýnýnýnýnýn larý unutup o kahvedekilere bir sürpriz yapasýnýz gelir içinizden, dýþýnýzdan, her bir yerinizden. Pelin ile ele ele tutuþup tamda kahvenin önünden geçerken, ýnýnýnýnýnýnýn öyle olmaz böyle olur deyip siz onlara ýnýnýnýnýnýnýnýnýnýn ha bir daha ýnýnýnýnýnýnýnýn deyip arkanýza bakmadan geçer gidersiniz... Apýþýp kalýrlar...