Günlük hayatımızda dükkânların vitrinlerinde güzel eşyalar, güzel malzemeler görüyoruz. Bu sistemin vitrinlerinde de hep güzel kadınların, yakışıklı erkeklerin “başarı hikâyeleri” var. Hepsi sıfırdan başlamış! Çok paraları olmuş! Falan filan… Yıllardır televizyon aracılığı ile bu insanların “silikonlu başarı hikâyelerini adeta pompalıyor! Hep aynı laflarla! “Dibe vurmadan zirve görülmez!” bu ülkede, dünyada dibi görüp zirveye çıkmış kaç kişi var? Zirveden dibe düşmüş olanlar neden anlatılmaz? Dipten zirveye çıkan insan sayısı mı fazladır? Yoksa intihar eden insanların sayısı mı fazladır? Bana göre cevap belli. Fazla uzatmayayım.

Tanıdığım bazı adamlarda bahsetmek isterim. Hepsini “bir” anlatacağım. Dipte doğmuş, dipte yaşamış, dipte ölmüş insanlardan… Eğer bu sisteminin iki dünyası varsa, bir dünyanı adı “zirve dünyası” ötekinin adı “dip dünyası” bizde bu “dip dünyasının insanlarıyız.  Amaçsızca yaşayan… Yaşamak için kendini bile unutmak zorunda kalmış insanlar. Kendini yalnız, mutsuz, çaresiz, kimsesiz hisseden insanların basit hazlar peşinde koşması kadar daha doğal bir şey yoktur. Alkol, uyuşturucu, kumar, cinsellik bunların hepsi anlık hazlardır.

Zamanla da aramız iyi değildir. Bizim saatimiz hep siyahı gösterir. Başka rengi bilmez çünkü. Alkol masasına oturduğumuz zaman, o masa aslında teselli masasıdır. Bu teselli masasında kelimelerin, cümlelerin yeri yoktur! Sessizlik en ağır cümlelerin yerine geçer. Sessizlik belki de dünyada ki en değerli lisandır. İşte bu lisanı bilen insanların suratı hep asıktır. Bugün veya elli yıl sonrası aynıdır. Bugünde siyah, elli yıl sonrada siyah… Bir değişim olmayacak.

Olsun! Varsın hiçbir şey değişmesin!  Bizi basit hazların yanı sıra, ayakta tutan hayallerimiz var! Kimselere anlatamadığımız, Tanrı’dan bile gizlediğimiz hayallerimiz var bizim! Tanrı ile bir derdimiz yok! Bazen de teselliyi Tanrı’da arıyoruz. Sigara dumanı ile Tanrı’ya yazılmış mektuplarımız var… Bu hayat bizim için Nuh tufanından bile daha büyük bir tufan! Nuh tuhafı, bu hayat tufanı karşısında meltem gibi kalır! Hayat tufanı içinde kaybedilen mutlulukları kadehlerde arıyoruz. Boşa geçen ömrü şişelere sığdırmaya çalışıyoruz!

Hayatımız beklemek ve vazgeçmekten ibaret…

Ama olsun! Boşa geçen ömürlerini şişelere sığdıran adamların hayalleri var!

Bizi bu hayat tufanından kurtaracak, hayallerden yapılmış sandallarımız var…

 

 

( Ömrünü Şişelere Sığdıran Adamlar başlıklı yazı Yusuf Tümer tarafından 10/18/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.