1 Binbir Renkli Hayalin Boy Verdiği Zamanlar
Binbir Renkli Hayalin Boy Verdiği Zamanlar


 

 

üç temmuz  saat on iki

daha kızgın parlıyor güneş

at nallarının dövdüğü yollar

toz halinde

hafif bir sis tabakası olup yükseliyor

toz kaldırıyor havaya

hareket eden her şey

 

gökte top top asılı duruyor bulutlar   

boy atan ekinler üzerinde

daha çok parlıyor güneş

sarı bir çizgi gibi beliriyor

her yeşil başakta

 

toprağın üstü kabuk tutmuş

kırmızı toprak morarmış

kızıla boyalı gökyüzü

kuru birer patikaya dönüşmüş

dere yatakları

bütün bu olup bitenler

kurak bir yazın habercisi

 

kızgın güneş vurdukça

taze buğday başakları önce biraz bükülüyor

sonra başakların  ağırlığını taşıyan sapları

sarkıyor baş aşağı

 

büyük büyük bulutlar

yüksek, kocaman bulutlar

yağmur getiren bulutlar

tarlalardaki adamlar bulutlara bakarak

havayı kokluyorlar

rüzgarın esip esmediğini anlamak için

kaldırıyorlar ıslak parmaklarını  

dört gözle bekliyorlar Allah'tan gelecek rahmeti

 

öğle vakti sonrası

ufak tefek rüzgarların eşliğinde 

bambaşka mecralara sürükleniyor zaman

düşüyor  bir iki damla yağmur

külrengi toprağın bir kısmına

 

hafiften bir rüzgar

kuzeye doğru esiyor

kurumuş otlar hafif hafif birbirine çarpıyor

yeniden soluyor gök

yeniden soluyor güneş  

düşen yağmur damlalarının tozlarda açtığı çukurcuklar

ekinlerin üzerine berrak damlalar bırakıyor

 

gün boyunca şiddeti arttıkça artıyor

soluk vermeden

durmadan esen bir rüzgar bu

yollardaki toz döne döne havaya kalkıyor

kenarındaki çalılıkların üzerine çöküyor

büsbütün artıyor rüzgarın hiddeti

öfkesi

 

rüzgar toprağı yaladıkça  

yerde ki her şey havalanıyor

yavaş yavaş yükselen bir duman halinde

götürüyor ta uzaklara

kuru , hışırtılı sesler çıkarıp

kızıllaşan gökyüzünde kaybolup gidiyor

 

saman çöplerini, yaprakları

hatta toprak parçalarını bile

sürüklüyor  tarlaların üzerine

uçuşup duruyorlar boşlukta

kıpkızıl bir güneş parlıyor gökyüzünde

sıkıntılı, boğucu, karamsar ve şiddetli

esiyor rüzgar

üç temmuz günü

her an biraz daha artan bir hızla

 

şimdi akşam üstü

gökyüzünde asılı duran güneşin

ışığı sönük

bir alacakaranlık sarıp sarmalıyor etrafı

kırmızı ve yuvarlak bakıyor yeryüzüne

rüzgar yere yatırdığı başakların üstünde

bağırıyor, haykırıyor

her buğday sapı bitkin bir halde

rüzgar yönüne doğru salınıyor

 

şimdi saat yirmi

pencerelerden sızan ışıklar da

yıldızlar toz bulutu demliyor

evlerin bahçelerinde

gizli bir esinti

toz bulamacı halinde

büsbütün havaya karışıyor

 

gecenin öteki yakası

rüzgar ıslık çalıyor hafiften

her yan sessizlik içinde

tozlu hava

sesten sisten daha çok boğucu

zerreler halinde gözle görünmüyor bile

sandalyelerin, masaların üstlerini

kapı eşiklerini kaplıyor

ince bir toz tabakası

 

dört temmuz şafak vakti

rüzgar horoz sesleriyle boğuşuyor

havaya sis hakim

günün ilk çeyreğinde

gökte süzülüp duruyor

çit direklerinin tepelerinde

tellerin üzerinde

yapraklar, yoncalar, buğdaylar,çalılar

oyuncağı sanki

yaramaz bir çocuk edasıyla

oynaşıyor onlarla

 

bu sabah portakal çiçekleri ne güzel

bir portakal kadar küçülen dünyayı seyrediyor

şu yüksek ve tepesi taç gibi yuvarlak bulut

içinde yağmur yağdırma isteği

 

güneşin bütün aydınlığı  

beyaz papatyalar açan kırlara dökülüyor

parıldayan çiğdem taneleri de yere dökülüyor

güller açıyor

mis kokulu yoncalar çiçekleniyor

 

cenup rüzgarları tekrar tekrar esiyor

evlerin pencerelerine

süt isteyen çocukların bağırması gibi

bir ses dolaşıyor civarda

vahşi  tayların yelelerine tutunmuş

mavi bir kuş ümit taşıyor yuvasına

bilinmez diyarlardan

 

bu sabah

binbir renkli hayalin boy verdiği sularda

sihirli define bulmuş gibi

bir balıkçı sandalıyla

alıp gezdiriyor güneşi

 

bugün  her şey güzel

asude ırmak ve toz pembe ufuk

bir rüya bahçesinde geziniyor

uysal bir çocuk gibi

maviliğini dökecekmiş gibi

bir diriliş var toprakta

yağmur yağmış, kokular yayılmış dallardan

kuşlar ve ağaçlar sarhoş

herkes memnun yaşamaktan

 

redfer

( Binbir Renkli Hayalin Boy Verdiği Zamanlar başlıklı yazı redfer tarafından 5.07.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.