Otobüsten indikten sonra bir devlet tiyatrosunun önünden geçiyorken tiyatroya gelecek yeni bir oyunun tanıtım afişinde 
gördüğüm bir yazı:
 
   'Topluma sesleniyorum 
                                    ıssız ve aşksızsınız
    Toprakla sulanacak bedenleriniz 
    Göğsünüzü kabartmak için tükettiğiniz 
    Vakit ölecek yer ölecek 
    Ölecek gök ve esyalaşacaksınız '

Okuduktan sonra yürümeye devam ettim. Bir sesleniş şeklinde canlandırılan tiyatroları gerçekten seviyorum. Bir sesleniş, toplumum der gibi ya da sevdiğim, ey kalbim der gibi. 
Bu yüzden o tiyatroya gittim ve oyunun sonunda baş karakter hayatı boyunca çektiği çile sonucu bulduğu aşka ve o aşkı ona getiren kişiye seslendi :
'Toplumum nasıl da yalnızız oysa renk renk ve çeşit çeşit insan kaynıyor meydanlar. O zaman diyebiliriz ki  etrafımızda bir insan eksikliği olduğu için yalnızlık çekmiyoruz. Biz, içimizde insan  bulamadığımızdan dolayı yalnızız. O zaman izninizle bir de sizin önünüzde,  tanıdıktan sonra sürekli içimde soluyan o kişiye seslenmek istiyorum: Ey bulvarların, kalabalık dükkanların, evimdeki aynanın kararttığı
damarlarımda  süzülen yeşil ışık, 
ben insanların yanında andıkça seni 
Onlar bir bahar marşı söyler gibi 
Gözlerinde umutla tekrarladılar adını
Seni duymanın hayretiyle çalkalanırken kalpleri.'
( Sesleniş başlıklı yazı Separateur tarafından 15.06.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.