An
GÜL KOKULU SABAHLARDA
Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 2016
.......................................................
Güneşin gülümsediği ve gül kokulu
sabahlarda, yine kültürden, sanattan. edebiyattan söz etmek istediim. Çünkü
ben, kendimi bildim bileli, kültür sanat ve edebiyat ile beslendim. Yazmak,
okumak benim yaşam tarzımdır. Tam 40 yıldır elimde kalem. 29 yaşımda kendimi
ulusal gazetelerden Hergün ile Yeniasya Gazetelerinin içinde buldum. Gün oldu
Gazi Şehrin Barak Kültürü ve Folklöründen söz ettim, Gün oldu Kavaklıktan,
Kırkayak Kahvesinden, gün oldu Eblahanda Ciğer Kebabcısı Memik Ustadan söz
ettim. Bazen Yunus ile yolculuk ettim, bazan Dadaloğlu ile dağlara çıktım.
Karacaoğlan gibi âşık oldum, yer, yurt gezdim şiirlerimde. Hala yazmaya devam
ediyorum ve edeceğim. Dilimin döndüğü ve ömrümün yettiği kadar.
Bugün sabahleyin uykudan uyanıp da,
çalışma masama oturduğumda, Alkış, Tay, Kumru, Çıngı, Basamak, Gaziantep Life,
Maki ve Bizim Ece gibi bir çok kültür sanat ve edebiyat dergilerini sehbamın
üzerinde görünce, gençlik yıllarım gözlerimin önünde bir sinema filmi gibi
geldi, geçti. Çünkü gençlik yıllarımın hızlı dönemi Gaziantep’e bağlı
Oğuzeli’nin Yakacık (Zıramba) Köyünde geçti. Bu kadar yayın organına ulaşmak
mümkün değildi.
Hayat Mecmuası ve Akbaba Dergisinden
başka,tanıştığım kültür sanat ve edebiyat dergisi yoktu. Fakat Rıza Polat
Akkoyunlu’nun Güneyden Geliyorum, Cahit Sıtkı Tarancı’nın 35 Yaş, Ümit Yaşar
Oğuzcan’ın Beni Unutma, Şemsi Belli’nin Satırbaşı, Yaşar Kemal Gökçeli’nin İnce
Memed’i ve adlarını unuttuğum niceleri, ellerimizde köyden köye dolaşırdı. Ama
o günlerde, bizim kuşağın okuma alışkınlığı vardı. Ellerimizde de, ciddi ve
okumayı değer yayınlar olurdu. O zamanlar kültürün sanatın ve edebiyatın içine
edenler de yoklardı. Şimdi, asıl konuya dönüyorum.
Kayda değer kültür sanat ve edebiyat
dergilerinden, Rahmetli Ahmet Kabaklı’nın yayınladığı, Türk Edebiyat Dergisi,
ciddi anlamda, kültür, sanat ve edebiyatımızı yansıtan bir üründü. Bu dergide
ilk olarak “Hasret” Şiirim yayınlanmıştı. Mayıs 1994. Gazi Altun Beyin yazı
işleri müdürlüğü dönemiydi.Türk Edebiyatı Dergisinin son yazı işleri müdürünün
Beşir Ayvazoğlu olduğunu hatırlar gibiyim. Daha öncede, yukarıda sözünü ettiğim
Gazi Altun, İsa Kocakaplan, Sevinç Çokum, Servet Kabaklı, gibi isimler Türk
Edebiyatı Dergisinin yazı işleri müdürlüğünde bulunmuşlardı. Ama şimdi kimler
var? Çizgisi nasıl? Haberdar değilim. Bu da benim için bir eksikliktir. Çünkü
şiirlerimin yayınlandığı Türk Edebiyatı Dergisinden uzak kalmamam gerekir idi.
O günden bu güne kadar, sayısız kültür sanat ve edebiyat dergileri ile yakından
tanıştım. Tanıştığım bu dergilerde çok sayıda şiirlerim ve nesir yazılarım,
araştırmalarım, folklörük çalışmalarım yayınlandı.
10 Mart 2016 tarihinde “Kümbet
Altında” Dergisi ilk defa elime ulaştı. Dergiyi yüzeysel olarak gözden
geçirdiğimde, derginin içinde önemli yazılara, şiirlere ve önemsediğim isimlere
rastladım. İnşallah çizgisi böyle devam eder diyorum. Dergiyi okuduktan sonra,
derginin genel yayın yönetmeni Ünal Kar’ı telefon ile arayıp, dergiyi bana
gönderdikleri için Kümbet Dergisi Sahibi İrfan Yıldız Bey’e ve Kümbet Dergisi
mensuplarına teşekkür ettim.
Hemen aklıma, ülkemizde kültür sanat
ve edebiyatımıza ciddi anlamda hizmet eden isimlerden İhsan IŞIK, Osman BAYMAK,
Prf. Dr. Ramilya Yarullina YILDIRIM, Mehmet HENGİRMEN, Canseli DONAT, Av.
Abdulhadi BAY, Mümin ULUC gibi isimler geldi. İhsan Işık Hocamız hiç kimseden
katgı payı istemeden, benimde içinde yer aldığım, 10 Ciltlik “Resimli ve Metin
Örnekli Türkiye Edebiyatçıları ve Bilim Adamları Ansiklopedisi”ni yayınladı. Aynı
zamanda sözünü ettiğim ansiklopedi Almanca, İngilizce ve Fransızca olmak üzere,
Türkçemizin dışında 3 dile çevrildikten sonra, sözü edilen devletlerin kültür
bakanlıkları bu ansiklopediden, kütüphanelerine satın aldılar. Bizim kültür
bakanlığımız da İhsan IŞIK Bey’e ödül verdikten sonra, satın alıp bütün
kütüphanelerimize gönderdiler. Balkan Aydınları ve Yazarları Derneği Başkanı
Osman BAYMAK, aynı keza, Canseli DONAT Hanımefendi ile birlikte çalışarak,
“TÜRK DÜNYASINDA ATATÜRK ŞİİRLERİ” ve TÜRK DÜNYASINDA ÇOCUK ŞİİRLERİ”
Antolojisini çıkardılar ve içinde adıgeçen bütün şairlere ücretsiz olarak beşer
adet dağıttılar. Dr. Mehmet HENGİRMEN, Mayıs 1997 tarihinden itibaren tam 4,5
yıl Ankara Üniversitesine bağlı TÖMER’in ürünü olan ”ALLEBEN” DERGİSİ”ni
çıkardı ve Türkiye içinde bütün yayın organlarına ve yazarlarına ücretsiz
olarak dağıtımını yaptı. Prf. Dr. Erdal Ceyhan. Doç.Dr. Behiye Köksel, Dr.
Abdulkadir Tanrıverdi, Tamer Abuşoğlu ve ben, Alleben Dergisinin yazı kurulunda
idik. Av. Abdulhadi BAY, 2010 Nisan ayından bugüne kadar “KUMRU DERGİSİ”ni
Gaziantepte yayınlayarak bütün Türk Devletlerinin şair ve yazarlarına ücretsiz
olarak dağıtımını yapıyor. Prf. Dr. Ramilya Yarullina YILIDIM, “Fırattan
Volgaya Medeniyetler Köprüsü” adı altında ve akademik çalışma olarak, Adıyaman
Üniversitesinde kabul gören 520 sayfalık, araştırma kitabını yayınladıktan
sonra, kitabında yer verdiği isimlerin ücretsiz olarak adreslerine postalaadı.
Beni telefonla arayarak adresimi aldı ve kitaptan sağolsun bir adet, adresime
gönderdi. Değerli hocamız bu kitapta, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep ve
Mardin illerimizin Kültür, Sanat Edebiyat ve Edebiyatçılarına yer vermiş. Mümin
ULUC, ülkemizin kaydadeğer şair, yazar ve ozanlarını Kapadokya Kültür
etkinliğine davet ediyor, Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Hacıbektaş gibi
şehirlerimizi gezdirip, bu illerimizi, şair, yazar ve kültür adamlarımıza,
kültür adamlarımızı da, bu il ve ilçelerimiz ile tanıştırıyor. Hiç bir ücret
talebinde bulunmadan. Mustafa Gökçek, “Yorumlama Saatleri (1) “Adlı kitabını
Hürriyet Gazetesi Yayınlarından çıkarmış ve bu kitapta 20 şair ve yazara yer
vermiş. Bu kitapta sağolsun bana da sayfa ayırmış. Ücretsiz olarak
adreslerimize gönderdi.
Edebiyat kelimesinin edepten geldiğini hepimiz biliyoruz.
Öyle ise, Antoloji çıkaracağım, dergi çıkaracağım diyerek, arkadaşlarından
katkı payı toplayıp da, sözlerinde durmayanların yaptıklarına ne denir? Ben bir
şey demedim, sizden soruyorum. Bu yollarla katkı payı diye topladıkları
paraları ceplerine indirip de, topladıkları az miktardaki paralarla, hem
edebiyatımıza, hem de kültür ve sanatıımıza gölge düşürenlerin, adlarından söz
etmeyeceğim. Çünkü ben, öldükten sonra da, yaptığım iyilikler ile anılmak
istiyorum. Ama onların adlarına kendim üzüldüğümü sizlerden saklayamam. Son söz
burada, edebiyat sözünün, edepten geldiğini bir defa daha hatırlatarak, edebi ve
edebiyatımızı, hepimizin koruması gerektiğinin bilinmesini istiyorum derken,
Gaziantepte, Gaziantep’in Kültür Sanat ve edebiyatına, geçmişte “YÖRE”
dergisini yayınlayarak hizmet eden Rahmetli Mehmet SAĞLAM Bey’i ve halen Hizmet
veren Gaziantepte Life Dergisini yayınlayan Seydi Cumhur APİ’yi, Kumru
Dergisini ve Av. Abdulhadi BAY’ı da, unutmamak gerekir derken, Gaziantep’in
Kültür Sanat ve Edebiyatını araştıranlara LİFE ile YÖRE Dergileri günümüzde bir
kaynaktırlar. Aynı zamanda Gaziantep Life Dergisi bir mağazin dergisidir. Bunu
da unutmayalım, magazini de basite almayalım…