Yine bir seçim sürecine girdik: ittifaklar kuruldu, adaylar tanıtıldı. Siyasiler, partililer, gönüllüler  kapı kapı gezip oy isteyecekler. Gezilmedik, oy istenmedik köy kalmayacak. Belki de en uzak köye bile  birileri gidip oy isteyecek.


Devasa mitinglerde siyasiler bangır bangır bağıracak.  Sadece bağırmakla kalsa ya, suçlamalar, karalamalar, aşağılamalar havada uçuşacak. Bu kadar gürültü yanı sıra aşiret ağaları, tarikat şeyhleri veya başka başka kanaat önderleri ile çatır çatır pazarlıklar yapılacak.  Bu heyecandan ise en çok medya istifade edecek.

Kendi mahallesinin siyasilerini adeta balon  gibi şişirecek. Bir taraftan abarttıkça abartacak, diğer yandan hiç toz kondurmayacak. Aynı zamanda karşı mahallenin siyasilerini yerden yere vurmayı hiç ihmal etmeyecek. En ufak  bir hatasını bulunca koparmadık yaygara bırakmayacak. Yalana, iftiraya bile rahatlıkla baş vurulabilecek. “Çamur at, tutmazsa izi kalır!” anlayışı icabı  medya muhalif olduğu kişileri adeta linç edecek. İşinin ehli, işini tarafsız bi şekilde yani dürüstçe yapan medya mutlaka vardır ama nerde?


Çok mu abarttım? Hiç zannetmem, yıllardır yaşadığımız seçim curcunasını hemde daha heyecanlı bir şekilde tekrar yaşıyoruz.


Kim ne derse desin, onca propaganda, algı operayonu, lobi faaliyeti, reklama rağmen neticede son söz vatandaşındı.  Birilerinin, daha doğrusu millete tepeden bakanların, iddia ettiği bir vatandaş hiç te koyun sürüsü değildir.  Kendine göre değerlendirmesini yapıp tercihini sandığa yansıtır. Vatandaşın tercihine sadece saygı duymak gerekir. Peki, propagandalar,  lobi faaliyetleri, algı operasyonları, kapı kapı gezmeler boşuna mıydı? Elebette  değildi, seçim sonucunu ciddi manada etkilerdi. Yine de son söz bir şekilde vatandaşındı. Yoksa şimdiye kadar seçim sonrası yaşanan sürprizler nasıl izah edilecek? Evet, şimdiye kadar son söz vatandaşın olmuştu… Şimden sonra da son söz sade vatandaşın mı olur bilemem. İşin için troller girdi!
 


Trollerin gücünü bilmeyen yoktur ama yine de kısaca  tekrar edelim. ABD’de Trump’ın  aslında Rus troller sayesinde seçimi kazandığı tartışıldı. Bunun yanı sıra israilde şirketin birinin bir kaç milyon dolar karşılığı seçimleri istenilen yönde etkilediğini gazeteciler ortaya çıkardı. Seçim sonucunu etkileme yanı sıra bu şirketin diğer servisleri: seçimi erteleme veya iptal da var.


Türkiye’deki yapılacak olan seçim elbette önemsiz değildir, birileri mutlaka seçim sonucunu kendi çıkarına göre etkilemeye çalışacaktır. Seçim sonucunu etkilemek isteyen güçler medya, lobi gibi imkanları kullandıkları gibi trollerden de faydalanacaklardır.
Aslında troll ordusunun iş başında olduğu açık bir şekilde ortadadır. Mesela  herhangi bir spor haberine bile yapılan yorumların büyük bir kısmı  siyasi polemiklerden oluşmaktadır.  Açık ve net bir ifadeyle;  seçim sonucunu yönlendirmek için troller canla başla çalışmaktadırlar.


Bu seçim sonucunu elbet halk belirleyecektir ama trollerin gücünü de hafife almamak gerekir.  Umarım devlet troll denen klavye  şövelyalarına yani  maşacıklara karşı gereken önlemleri alır.


 

Abdullah konuksever
( Trollerin Gücü başlıklı yazı hotamisli tarafından 29.03.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.