Kalıpsızlık her kalıba oturmakla mümkün,  tek kalıpla tek kişilik ancak bencilleşmemize, bu bencilleşme de bizi Allah’ tan uzaklaştırmaya ve savrulmuş insan profili ortaya koymamıza iter.

Allah kalıpsızdır, lakin her kalıpta mührü vardır. Teşbih ve tenzihin  birleştiği
, iki denizin birleşmediği lakin iki denizin de aynı kaynaktan beslendiği  yerde birleştirmiş oluruz.

Susuz çöllerde ne kadar  gezinirsek çölün  çirkefliğini
, suyun azizliğini o zaman anlarız.

Kilitlenmiş akıllarımızın  dehlizlerine inmeyi başarırsak kilidin  ne demek olduğunu
,  tükenmez ve bitmez hazinenin içten çıktığını, bilinmezliğe giden yolda hû nun sırrını karanlıkta , çöllerde  yanmakla olduğunu ,teslimiyetin manasını  yine hû ile görürüz. 

Allah lafzının içinden Rahman’ın çıktığı
, Rahman’da Allah’a teslim olarak, Allah’ın Rahman’ı kuşatması celal terbiyesinde aslında kuvvetli bir rahmetin olduğunu, o rahmetten Allah’ın rahmeti kuşatması ve oradan çöllerimizin  ne olduğunu, suyun nimet olduğunu, şükür bilinci ,sabrın anlamı , rahmetin rahmetsizlikte gizlendiğini, yumurtanın dış kabuğu ne kadar sertse de içinde rahmeti barındırdığını, anlamak o anlayış biçimini hayatımızın bir metaforu haline getirmek oldukça önemlidir.

( Bencilliğin Adı Kalıp başlıklı yazı Keşkül tarafından 10.03.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.