Bir kaç yıl önce Masterchef’ten yarışmacının  biri elenmiş, veda konuşması yapıyordu. Bu konuşma dikkatimi çekti.  O kadar çok “ben” kelimesini kullandı ki, saysam belki o kısacık konuşmada en çok kullandığı kelime ben idi. Bir kaç kelimede bir,  hemde üzerine basa basa, ben kelimesini kullanıyordu. Konuşma aslında ben! ben! ben! den başka bir şey değildi.  Bu konuşma benim için fevkalde kulak tırmalayıcı oldu. Kullandığı kelimelerle sanki karakterini ortaya koyuyordu. Elenmiş olan yarışmacı hakkında: “kendine aşık bir insan!” diye düşündüm.


Kendisine aşık herkes ben! ben! ben diye konuşmaz elbet. Bazıları konuşma esnasında hep kendisi konuşup  kendisinden bahsetmekle de karakterini ortaya koymaktadır. Kendisine aşık insanların bir özellikleri de mal varklıklarıyla övünebilmeleridir.  Olur olmaz yerde mal varlıklarını ortaya döküp saçarlar. Bunun yanı sıra yaptıklarını ettiklerini ballandıra ballandıra anlatmakla  bitiremezler.  Bu tür insanlarla konuşma aslında stand-up komedi gibidir. Kimseye fırsat vermeden hep kendi konuşanların en ilginç bir özellikleri ise anlatacakları bitince,  bir bahane bulup kalkıp gidebilirler veya telefon konuşmasını sonlandırabilirler.


Günümüzde kendisine aşık insanları tanımak için artık bir tek kelime bir konuşmaya gerek kalmamıştır. Sosyal medya sayesinde kendisne aşık insanları tanıyabilirsiniz.

 


Eskiden Edebiyat Defteri adında bir siteye üye idim. Yıllarca o sitede yazı ve şiir paylaştım. Bazı yazı ve şiirler için fotoğrafta ekliyordum. Bazen sayfalarca yazının anlatacağını küçücük bir fotoğraf daha iyi anlatabilmektedir. Fotoğraf paylaşımı yaygındır; çoğu üye eklediği yazı ve şiirlerle beraber konuyla alakalı olduğunu düşündüğü bir fotoğraf, resim, karikatür de paylaşır.


Üyenin biri  de yazılarında fotoğraf paylaşırdı ama bunun fotoğrafı biraz farklıydı. Portret fotoğrafını üyelik profilinde kullanmış biriydi. Portret  fotoğrafının defalarca büyüğünü yazının başına eklerdi, sanki yazının başlığı o kocaman portretiydi. Bir kaç defa bunu yapınca dikkatimi çekti. Merakımı yenemeyip sordum: “hocam, portretinizi yazının başında paylaşmanınızın hikmeti nedir?” Cevap alamadım. Başka bir üyenin de dikkatini çekmiş, o da sordu: “profil resmini yani portret fotoğrafınızı   büyütüp yazının başına koymanızın üzerinde bayağı düşündüm ama hiç bir anlam veremedim. Sahi sebebi nedir?” Yine cevap verilmedi. Bu üye halen yazı veya şiirlerine başlık olarak kocaman portretini kullanıyor mu bilmem, o siteden ayrıldım. O günden beri sanalda kullanılan resimlere farklı bir açıdan bakarım.


Neticeyi kelam, profil veya  yazılarda tercih edilen resimler, fotoğraflar kullanıcılar hakkında çok şey anlatmaktadır. Bazı resim veya fotoğraflar kişinin kendisine aşık olduğunu haykırmaktadır. İnsanlar kendilerine aşık olabilirler: zırt bırt,  bol havalı öz çekim yapıp orada burada paylaşabiler, kime ne?

Kazın ayağı o kadar da değildir, kişinin kendisine aşık olması pek hayra alamet değildir; bu hal sanki: kibrin, enaniyetin, mağrurluğun, kendini beğenmişliğin emaleridir. Rabbim bizi  kibir, enaniyet gibi şerlerden korusun.

 

Abdullah konuksever

( Kendisine Aşık başlıklı yazı hotamisli tarafından 6.01.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.