BİR KURULTAY
Dün akşam dernek başkanı seçildim resmi olarak. Bir aydır fiili bakan gibiyim.
Bu yüzden pek fazla etkilenmedim. Sülale derneği bu. Karaosmanoğlu’ları
ailesinin derneği. Kısaca Mar-kar-der. Açılımı Marmara Karaosmanoğulları
Dayanışma Derneği.
Eşim kızına gitti. Önceden söz vermiş. Geceye katılmadı. Beni de sürüklemeye
çalıştı peşinden anlamsızca. Oğullarımla birlikteyiz. Gecede abim konuştukça
konuştu. Bu dernek onun eseri. Anlıyorum. Ondan ayrılmak zoruna gidiyor. Ama
aslında ayrılmıyor yalnızca başkanlığı devrediyor. Uzun konuşmak istiyorum
diyor konuş diyoruz. Son konuşmam bu diyor. Kabul etmiyoruz. Neden öyle
hissediyor bilmiyorum.
Adam tam bir dernekçi. Bir ara üç derneğin başkanlığını yürütüyordu birden. Bir
de kooperatif başkanlığı vardı uhdesinde. Bir başka derneğin de başkanı
olmadığı halde başkanlığını fiilen üstleniyordu.
Bu kadar derneği bir arada yürütmek ona zor geliyordu gelmesine ama bundan
büyük de zevk almıyordu denemez. Bir sürü hizmet yapıyor ondan yaşama sevinci
alıyor. Bunu ona çok görmemek lazım.
Hayatını sosyal hizmetlere adamış bir adam o. İnancını demokratik mücadele
yaymaya çalışmak: onun tüm amacı bu. Bu uğurda her şeyini feda ediyor. Malını,
mülkünü, bedeni ve ruhunu. İsteseler canını bile verebilir.
Çayları ben dağıttım. Bu bana zevk verdi. O konuştu ben kâh dinledim, kah
koridorda olan kazandan çay doldurduğum için dinleyemedim. Sonra oturdum. Yapılacakları
lap-topta yazarak ekrana yansıttım.
İstişareye açtım konuyu. Sülalemizin geçmişine Kur’an okunması, mevlit
yapılaması teklif edildi. Ben ailenin sorunlarını araştırılması, yardıma muhtaç
olanlara yardım edilmesi, sorunları olanların sorunlarının çözümüne katkıda
bulunulması, dargınların barıştırılması- bu şimdi aklıma geldi- yönetimin
periyodik olarak toplanıp bu meseleleri görüşmesi, her toplantıda birini ele
alıp çözüme kavuşturmasını, şecerenin tamamlanmasını, toplantılara gelmeyenlere
gidilmesini, sülale büyüklerinin mezarlarının bakımının yapılması. Bir yardım
sandığının kurulması, ihtiyacı olanlara kredi kullandırılmasını teklif ettim.
Bayağı kabul gördü. Sülale pikniklerini yılda bir kez yapılmasını
kararlaştırdık. Pek sevilen bu pikniklere ara verilmesi akrabaları
üzmüştü.
Şimdi resmi işleri yapmak gerek. Bir takım formaliteler, resmi ziyaretler
yapılmalı. Sabık başkanı anma toplantısı yapmalı. Ben bir slayt yaparım. Hayat
hikayesi okunur. Bu onu onore eder. Depresyona düşme ihtimalini azaltır. Hem de
vefa olur. Bir gelenek başlatılır. İyi bir başlangıç yapılır.
Ahmet Kemal