Absürt Tarih---sendemi Brütüs.

Roma İmparatorluğunun en büyük imparatoru Sezar, her zamanki gibi eline lirini alıp yanık bir türkü okuyordu:
Yatırdım yatırdım dan sesine
Tiskindim tiskindim can sesine
Havar havar can Hatice
Gözleri mercan Hatice
Ben sene gurban Hatice
Senato üyeleri içlerinden ‘’ Yetti lan gari. Mısır’ı feth ettin diye kulaklarımızı iğfal mi edeceksin gavat?’’ Deseler de bunu Koca Sezar’ın yüzüne karşı söylemek için mangal gibi yürek, değirmen taşı gibi popo gerekiyordu ve maalesef hiç bir senatörde bunlar mevcut değildi. Ama bu türkü Kleopatra’nın da canını sıkmıştı. Merakla sordu.
-Kimmiş bakalım o gözleri mercan Hatice?
Sezar açıkladı.
-Hatice mi? Leyla’nın kardeşidir.
-Leyla kim peki?
-Aaaaah ahhh. Onu hiç sorma. Leyla bir özge candır. Kara gözlü Ceylandır. Doyulmaz hüsn-ü andır. Kanılmaz bir içim su. Leylaaa aaah Leyla.
-Sezar. Sen beni boynuzluyormusun yoksa banamı öyle geliyor?
Sezar tam nasıl kıvıracağını düşünürken Brütüs araya girdi.
- Soru ekleri ayrı yazılır bre cahil kadın. ‘’ Boynuzluyormusun ‘’ değil ‘’ Boynuzluyor musun’’ olacak. Ayrıca ‘’ Banamı’’ değil ‘’ Bana mı? ‘’ olacak.
Sezar kızdı.
-Ulan Brütüs, bana bak! Yengene saygılı ol. Yoksa başlarım sanada senin öğretmenliğinede.
Brütüs cevap vermeye hazırlanırken senatörler esefle başlarını salladılar. ‘’De- da’’ eklerini doğru kullanamayan bir imparatora Roma daha fazla tahammül edemezdi. Bu herifi mutlaka tahttan alaşağı etmek gerekiyordu ama nasıl?
Brütüs saygı ile cevap verdi üvey babasına.
-Babacığım zât-ı âliniz de dahi anlamındaki de-da eklerini yanlış kullanıyorsunuz. ‘’ Sanada ‘’ değil ‘’ Sana da ‘’ olacak. Ayrıca ‘’ Öğretmenliğinede ‘’ değil ‘’ Öğretmenliğine de ‘’ olacak. Yani de-da ekleri bu cümlede ayrı yazılır.
Sezar öfkeyle gürledi.
- Ne demek lan? Benki koskoca Sezarım, ister ayırırım ister bitiştiririm kim karışır?
Brütüs yine saygıda kusur etmemeye azami dikkat ederek cevap verdi
-‘’Benki’’ değil babacığım. ‘’Ben ki.’’ Yani orada ki eki ayrı olacak. Ayrıca ‘’ Sezarım’’ değil ‘’ Sezar’ım.’’
Kleopatra sırnaştı Sezar’a.
-Sezaaar. Bu senin veled-i zinan var ya, gökte ki ay kadar güzel olan ben yengesinide çok üzüyor. Biraz kulaklarını çekki aklı başına gelsin.
Senato üyeleri yüzlerini buruşturdular. Sadece Sezar’ı değil Kleopatra’yı da ortadan kaldırmaları gerekiyordu çünkü onun yüzünden güzelim lisanları tehdit altındaydı.
Brütüs patladı artık.
-Ulan sana o kadar İtalyanca dersi verdim hâlâ ‘’ gökte ki ‘’ diyorsun. Gökte ki olur mu ha? Olur mu? ‘’ Gökteki ‘’ desene Zeus’un belası. Ayrıca ‘’ Yengesinide’’ Değil ‘’ Yengesini de ‘’ dahası ‘’ çekki’’ değil ‘’ çek ki’’ olacak. O kadar üzerinde durdum ama öğrenemedin bir türlü.
Sezar’ın gözleri dehşetle açıldı ve öfkeyle bağırdı.
-Neeeee. Sen Kleopatra'nın üzerindemi durdun? Nasıl durdun? Üzerinde sadece durdunmu? Başka bir şeyler de yaptınmı?
Senatörler ‘’ Yok arkadaş bu herifi öldürmek şart oldu.’’ Diye fısıldadılar zira Sezar şu kısacık dört cümlede bile bir sürü imla hatası yapmıştı. Roma böyle bir imparatoru hakketmiyordu.
Bu sefer Senatör Antonyus devreye girdi.
-Yüce Sezar ! Brütüs’ün, Kleopatra’nın üzerine çıkmasından çok daha önemli bir problemimiz var. Her şeyden önce ‘’ Üzerindemi’’ değil ‘’ Üzerinde mi olacak. ‘’Durdunmu’’ değil ‘’ Durdun mu?’’ olacak. ‘’ Yaptınmı’’ değil ‘’ Yaptın mı’’ olacak.Yani soru eki olan mi- mu ekleri ayrı yazılır.
Sezar biraz sakinleşti.
-Yani diyorsunuzki herhangi birinin - Velevki bu Brütus olsun- Kleopatra’nın üzerinde durmasının, hatta duramayıp bir şeyler yapmasının önemi yok. Önemli olan ‘’ mi- mu- de – da- ki’’ ekleri..
- Aynen yüce Sezar. Ama hemen belirteyim ‘’ Diyorsunuzki’’ değil ‘’Diyorsunuz ki’’ olacak. Ayrıca ‘’ Velevki’’ değil ‘’ Velev ki’’ olacak. Yani özetle Kleopatra’nın ko gözüne rahvan gitsin. Maksat imlaya zeval gelmesin. İmla Kleopatra’dan çok daha önemlidir ülkemiz için.
-Tamam la tamam. Şimdi defolun da Yılbaşı repertuarım için yeni bir türküyü çalışayım.
Bürütüs ve senatörler oradan ayrılırken Sezar liriyle yeni bir türküye başladı.
Giderim bende bende
Bir arzum kaldı sen de
Dilerim ben Allah’tan
Benim olasın sende
Brütüs öfkeyle parmağını salladı.
-Ulan Sami sapıtma ! Sezar nereden bilsin Ankara Türküsünü. Uydurup durma !
-Niye ki ooolum? Türkmen türküsü havar havar Can Hatice’yi biliyor, Leyla bir özge candır şarkısını biliyor da Dalları bastı kiraz türküsünü mü bilemeyecek. Ama çok berbat okuyor.
- Haklısın. Sadece berbat okusa iyi. Yine bir sürü imla hatası yaptı. ‘’Giderim bende bende ‘’ değil ‘’Giderim ben de ben de ‘’ olmalıydı. ‘’ Bir arzum kaldı sen de’’ değil ‘’Bir arzum kaldı sende’’ olmalıydı. ‘’ Benim olasın sende’’ değil ‘’ Benim olasın sen de’’ olmalıydı.
Brütüs, Sami Biberoğulları ile konuşurken yaşlı senatör Maksimilyanus yaklaştı ve kulağına fısıldadı.
-Görüyorsun Brütüs. Bu herifin düzeleceği yok. Gerçi üvey de olsa baban ama böylesi bir milli felaketi daha uzun süre başımızda imparator olarak tutamayız. Kendisi ayrı felaket, Mısır’dan getirttiği karısı apayrı bir felaket. Gebertelim gitsin ikisini de.
Sami Biberoğulları devreye girdi.
- Kleopatra’ya dokunmayın ne olur.
Brütüs cevap verdi?
-Niye ki? Onun ayrıcalığı ne? O da imla hatası yapıyor.
-Ya tamam o da yapıyor ama baksanıza ilik gibi hatun. İnsan böyle bir afet-i devrana kıyar mı? Böyle bir hareket delikanlılığa uyar mı?
-İyi tamam. Senin hatırına Kleopatra’ya dokunmayalım. Sen de sevildiğini bil ihtiyar.
-Eyvallah can Brütüs. Seviliyorsun.
Maksimilyanus tekrar fısıldadı.
-Tamam mı? Anlaştık mı?
Brütüs cevap verdi?
-Soru ekleri olan ‘’mı-mi’’ eklerini yerli yerinde kullandığın için anlaştık. Diğer senatörler de hazır mı?
- Biz hazırız Brütüs. Sende hazırsan hemen halledelim şu işi.
-Maksimilyanus! Kafamın tasını attırma ‘’ sende ‘’ deyip... ‘’ Sen de ‘’ olacak.
-Pardon... Klavye hatası.
-Sı.tırma klavyene şimdi. Adam gibi konuş, adam gibi yaz.
Gerçekten de tüm senatörler hazırdı. Geniş salodan çıkmadan geri döndüler. O sırada Sezar da yeni bir türküye geçmişti.
Nerde sevdiklerim hani sevenler
Ağlatıyor beni beni acı gerçekler
Bitmiyor isyanlar bitmiyor suçlar
İnliyor başımı vurduğum taşlar
İhtiyar olmadan ağardı saçlar
Kar beyaz saçımı yol asım gelir
Son dizeye kadar çok güzeldi. Hatta o son dize olmasaydı Sezar’ı öldürmekten vazgeçmişlerdi ama o son dize çıldırttı Brütüs’ü
-Asım kim ulan? Asım kim? Asım geliyor diye kar beyaz saçlarını niçin yoluyorsun?
Sezar tabii ki soruyu ve Brütüs’ün öfkesinin sebebini anlayamamıştı. Bön bön baktı üvey oğlunun suratına.
-Hayırdır evlat? Niye kızdınki?
Brütüs daha da celallendi.
-Ki ayrı ulan. Ki ayrı. ‘’ Niye ki ‘’ olacak. Bin defa söyledim. Bin defa anlattım.
Genç senatör Oktavianus ‘’ Konuşturmayın şu edebiyat katilini.’’ Diyerek hançerini salladı. Hançer, Sezar’ın baldırına saplandığı anda diğer senatörler de ‘’ Vurun Kahpeye ‘’ dediler. İşte o anda Brütüs bağırdı: ‘’Kleopatra’ya dokunmayacağız. Sami Hoca’ya söz verdim. ‘’
Tüm senatörler bu sefer Sezar’a yöneldiler. Artık sokan sokana hançeri... En son Brütüs de soktu hem de sırtından.
Sezar acı içinde üvey oğluna döndü.
-Sendemi Brütüs?
Bürütüs acı acı inledi.
-Hâlâ öğrenemedin değil mi? Ölüp gidiyorsun ama hâlâ inat... ‘’ Sendemi’’ değil ‘’ Sen de mi ‘’ Olacak.
Sezar artık son nefesini vermek üzereydi. Acıyla Brütüs’ün gözlerine baktı.
-Diğerleri neysede senin ki çok acı verdi evlat.
Brütüs gözlerinden akan yaşları silerken cevap verdi.
-Ah baba ahh. Ölüp gidiyorsun ama hâlâ ‘’ Neysede ‘’ Diyorsun. Oysa ‘’ Neyse de ‘’ Demen lazımdı. Ayrıca ‘’ Senin ki ‘’ değil ‘’ Seninki ‘’ olacaktı. Yani ‘’Ki ‘’ eki bitişik...
( Absürt Tarih---sendemi Brütüs. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 31.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.