Açlık yönelimine bağlı olgusal akışlar daima dışta doğanın ve başka tür hayatların şu veya bu nedence engelleriyle kesişirler. Yani açlığın olgusal eylemle kıldığı kişinin tutumları dıştan frenlenir. Böylece fren sürtünmesi nedenle oluşan enerji dönüşümleri nedeniyle özne enerjisi içinde kayıplar yaşandığı gibi özne enerjisine güç katılması da olur.

Yeryüzü bize boyun eğmediğinden olacak ki açlık yönelimi dıştan frenlenir. Fren enerjisi ısı gibi enerji kaybına neden olacağı gibi yan yana birlikte bağıl hareket etme gibi dönüşen bir bağ enerjisi ortaya koyan yönelim enerjisine de dönüşecektir.

Sizden çevresel etkiler üzerine bindirişler olduğu gibi, çevresel etkilerden de sizin açlık eylemleriniz üzerine bindirişler olur. Böylece çevresel etkiler açlık yöneliminizi daha bir biçimlerler. Çevresel biçimlenmeyi ortaya koyan etkiler içinde hemcinslerin de bir kolektif etki payları vardır.

Çevreden eklemli enerjiler ortak özellikler yöntemine tabi olacak bir seçme ayıklamaya dönüşürler. Ortak özelliğe bağlı seçme ayıklama durumları türlü biçimde ortaya çıkar. Maden filizleri gibi, tuz ya da su yatakları gibi ortak özellik bileşim ya da kümeleri vardır.
Bir arada küme ya da bileşim olmanın öznel ve fizik kimya gibi nesnel yasaları vardır.

Çevrenin kıt kaynakları nedenle bir arada küme olan tilkiler, yine bu ortak özellik nedenle birbirinde kavgalı şekilde ayrılırlar. Yine fizik kimya yasaları nedenle  +nın, + yı itmesi gibi birbirini iten türden birçok çekme itmenin, seçme ayıklama standartları oluşur. Kolektif bileşim nasıl bir ortak özellikler seleksiyonudur?

Groteski mana anlamalı ortak özellikler seçilisi içinde sıklığı tekrar edilen duygudaşlık yinelemeleri öznelerin ortak tepkisel cevaplarına dönüşürler. Küçümsenip “madde mananın” önüne geçiyor denen türdeki söylemlerden bir olan “açlık-mide” ikilemi içinde nereden nerelere geliyoruz.

Oysaki açlık ta mana da birbirine dönüşlüdür. Somut, soyuta; soyut ta somuta dönüşür. Somut bir masa biçim ve işleviyle; nesne özellikleriyle sizde masa algılı bir mana anlayışına dönüşüp, soyutlaşır.

Masa algısını veren mana kafanızda üçayaklı masa, dört ayaklı, camdan, demirden balçıktan, yuvarlak, köşeli masa; laboratuvar masası gibi içince amaçlarla oluşan mana düşüncesi de müdür masası olarak uygulamaya konmasıyla da, soyut olan somutlaşmış olur.

Açlık eylemiyle kesişen fren etkili engeller, ortamın kaotikleri olsalar da bu kaotik enerjiler içinde kolektif hareket gibi soyut etkinin, kolektif eylem alanlı bileşim sel somut güzelliği de ortaya çıkar.

Kolektif alan yardımlaşan inşa kalıbı nedenle bir alan-hacim yönlendiricisidir. Kolektif alan, kolektif bağlaşım düzenli, kolektif polar bağ içindeki enerjiye akış yaptırıcı bir etkidir.

Kolektif sistemin içinde görevdeşlik dediğimiz sinerji etkisinin, kolektif birim zamandan kaynaklı bir elektrik sel geçiş akısı vardır. Görevdeş akının da sisteme manyetik alan yansıması vardır. Manyetik alan taşıyıcısı mana kişiler üzerinde elektriksel etkilerle (yansıma etkilerle) kişilerdeki kolektif özne bilincini oluşur.

Hayat için, mananın önüne geçiyor diye önemsemediğimiz açlıktan ötesi yoktur. Dahası açlığın dıştan sebep olduğu kolektif düzenletil kuralları da yepyeni bir mana anlayışıdır. Açlık organizma için bir mana iken, bu kez açlık etkisi dışta, açlığın yönelimleri olan saldırma, karnını tutma gibi somut olur.

Açlığın mana önüne geçmesini bırakın, aksine açlığın dışta yaptırdığı düzenleşimler, yepyeni bir mana anlayışına sebep olurlar. Ve mana açlıkla, açlık manayla eş anlı olarak vardır.

Yani hayatın düzeni insana göre "içince" bir mantıkla değildi. Meyve bizim için bitmediği gibi, yeryüzü de bize boyun eğmiyordu. Bu algıların nedeni bunların köleci bir anlatım dili olmalarıydı. Ve bu söylemlerin köleci düzene hizmet etmeleriydi.

Yeryüzü insana değil yasalara boyun eğiyordu. Kolektif akıl bu yasaların bilincine varıp; bu yasalar üzerinde kısmi bir kontrolü eline geçirir. Kolektif güç ele geçen kısımla bizim için olmayan yeryüzünün kısmi bir egemeni oluyordu.  Egemence algımız da yanlış bir biçimde yeryüzünü “bizim için kılıyordu”.

İçince anlayış algısı enerji akışı yapan çekim (açlık) alanına tabiiydi. Açlık gibi çekim alanına tabiilik te zorunlu çekim alanı bağıntısıydı (manaydı). Çekim alanındaki mana bağıntı, zorunlu bir içinceci öznel bağlamlar yüklemesiydi. İşte bu bağlamlar zorunlu bir yansımanın köleci algılı anlatım biçimleriydiler.
( İtifaklar Birer Referans Noktasıdırlar 73 başlıklı yazı Uraz Bayram tarafından 21.10.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.