Kardeşi bekliyordu. Evden çıkmalıydı Feryal. Yoksa geç kalacaktı. Arabaya bindi.
Bundan sonraki hayatını özgür bağımsız şekilde sürdürebilmesini resmileştirecek binanın önündeydi.. Sekiz senedir bugünü beklemişti.
Seneler öncesi iş arkadaşları ile gidilen bir yemek.
Feryal özenle hazırlandı, heyecanlıydı. Sekiz senedir beraber çalıştığı arkadaşlarıyla ilk defa yemeğe gidiyordu. Saat sekiz sularında restaurantın kapısından içeri girdiler. Arkadaşları ve eşlerinin hemen hemen hepsi oradaydı. Sevinç gösterileriyle karşılanmasından sonra kocası ile birlikte masadaki yerlerini almışlardı. Eğlenceli bir geceydi. Saatler ilerledikçe sohbet müzik hepsi birbirini tamamlıyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde senelerce dizdize çalıştığı arkadaşının bakışları tavırları farklı olmaya başlamıştı. Her zamanki despot kendini beğenmiş adam bi başka bakıyordu Feryal’in gözlerine. Feryal tedirgin, çaresiz kocasına daha bi sokuldu. Kocası kıskançtı. Ve o adamı gözünün tutmadığını her fırsatta dile getirmişti zaten. Erkek alkolün verdiği rahatlıkla pervasız fütursuzca hareketlerini sürdürüyordu. Kocası olayı fark etmişti sinir ve hırstan elmacık kemiklerinin oynaması Feryal’i fazlasıyla ürkütmüştü.
Geç saatlerde herkes birbiriyle vedalaştı. Tam o sırada erkek Feryal’e omuzlarından sarldı. Bu genç kadın için yıkımların en büyüğü oldu.
Bütün yol boyunca kocasıyla tartıştılar. Güzel başlayan bir gece sonunda kocasının son sözleri beyninde zonkluyordu. “Senin o erkekle ilişkin var yoksa o adam sana karşı böyle rahat ve fütursuz davranamazdı yanında kocası olduğu halde. Sana olan güvenim sana olan sevgim yok o…” Ve şiddetle gelen bir tokat.
Oysa Feryal senelerdir kocasına bir köpeğin sadakatiyle bağlıydı. Hayatındaki ilk ve tek erkeği ona güvenmiyor güvenmediği gibi de ithamların en acımasızıyla yargılıyordu.
Ve o gece Feryal’in kocası Murat’a söylediği son sözler. “Bana güvenmeyen beni haksız yere yargılayan insan, değil on dört senelik kırk senelik hayat arkadaşım da olsa asla aynı yatağı ve hayatı paylaşamam,” oldu.

Yirmi senenin sonu tek kelimeyle bitti. Engel olamadı gözyaşlarına. Arkasında çok mutlu bir geçmiş bırakarak binadan çıktı ve gitti.

( Koskoca Bir Hiç başlıklı yazı Nilüfercan tarafından 4/11/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.