Monolog Röportaj-Şiirdeki Atmosfer
ve Hayatın Değişken Anlatımı-
-Bugün yine sıcacık çaylarımızı
yudumladıktan sonra şiirin penceresinde farklı bakarak monolog röportajımıza
devem edelim. Sayın Kul Mehmet Bey şiirinizdeki atmosferin bohem bir havadan
uzak yazdığınız mekânın aşkla dolu olmasının doğru ifade edilmesi adına içinde
yer alan kavramların bizde karşılık bulması için yoğun bir çaba içinde
olduğunuz ilk okumada belli oluyor. Yaşadığımız hayatın değişken anlamını ve
tanımını yapmak ortak anlam olarak gündelik hayatımızı içine katmanız bu özgün
anlatımınızla bir şekil kazandırarak yazmanızdaki sırrınız bence aşktır, bunu
doğru ifade edebildim mi acaba?
-Biliyorsunuz hayat basamak
basamaktır bu basamaklara tırmanarak hayatımızı değişik bakış açısıyla yaşamaya
gayret ediyoruz. Hayatın en üst yaşam katı alt katı yan katı diye sıralarken
her yerinde bizim için yaşanacak odaların mekânların olduğunu biliyoruz. Bizlerin
en büyük çabası en üst basamağı çıkarak zirveyi yaşamaktır lakin hayat en üst
zirveye çıkarak yaşamak değil, her katına çıkarken içine bir hoşluk gülümseme
katarak içinde ki insanlarla yaşamaktır. Şiirde böyledir bir anda üstat
olamazsınız, yazarsınız adım adım merdivenleri çıkarak içine duygu ve
hislerinizi katarak karşınızda yaşayan insanların haline ve durumuna göre o anı
hissederek yazmak ve karşımızdaki insana bir anlığına mutluluk vermek huzurun
hoş esintisini bulunduğumuz mekânda hissettirmektir. Hayata sırtını dönmüş
olanlara hayata sırtını dönmeden yüzünü dönerek yaşamasını hatırlatmak, düşmek
üzere iken elinden tutarak birkaç hece kelime mısra ile yanında olduğunu
hissettirmektir. İşte bu şiir dediğimiz sirkülasyonla dolanım dolaşımla
gönüllerin içinde insanların arasında gezinerek içine de aşkla sevmeyi onunla
var olduğunuzu hissettirerek içine katarak yazmaktır.
-Yani şiir hayata bakılan yeni bir
pencere ve kapısıdır diyebilir miyiz?
-Elbette ki çok üzgün olduğumuzda
ya da kendimizi iyi hissetmediğimiz anda bir şiirle ya da bir mısra ile hayata
daha değişik bir bakış açısıyla bakarak mutlu olabiliriz. Mesela.
Sen gidiyorsun ya işine yetişmek
için
Saçlarını, gözlerini, ellerini
Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
Termometrede yükselen çizgi çizgi
Kim bilir nerelerde soğuyorsun
Senin gözbebeklerin var ya kadın
kadın gülen
İnsan insan bakan gözbebeklerin
Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder
Ne gelirse onlardan gelir bana
Çalışma gücü yaşama direnci
Mutluluk gibi kazanılması zor
Mutluluk gibi yitirilmesi kolay
Bir açarsın ki mutluyum
Bir kaparsın her şey elimden gitmiş
Rıfat Ilgaz
***
“Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin
sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan
Yeni bir başlangıç vardır
Parmağını sürsen dünyaya, rengini
anlarsın
Gözünle görsen elmayı, sesini
duyarsın
Onu işitsen, yuvarlağı sende kalır
Her başlangıçta yeni bir anlam
vardır.
Nedensiz bir çocuk ağlaması bile
Çok sonraki bir gülüşün
başlangıcıdır.”
Edip Cansever
***
“Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar
genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü…
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün…
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar
güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana
verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin
kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği
kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan
hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar
ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar
ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar
yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar
güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu
hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes
kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar
çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar
bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...”
Can Yücel
-Bu muhteşem duygu ve his dolu
şiirleri dinledikten sonra isterseniz ocakta demlenen çaylarımızdan
yudumlayarak şiir okumanın hazzını demli çayımızla yudumlayalım, ondan sonra
devam ederiz, unutmayın çaylar bizden gülümsemek sizden, vesselam.
Mehmet Aluç