Korona hakkındaki söylentilere geçmeden önce ilk önce bir hatırama yer vermek istiyorum.


Yıllar önce bir arkadaşın evindeydik, 15 veya 20 kişinin bulunduğu bir ortamdı.  Vatandaşın  biri  hep kendi konuşup başkalarının bir şey söylemesine hiç fırsat vermiyordu. Konusu, şehirde bulunan bir kuruma atıp tutmaktı. O zamanlar mevzu bahis kuruma ait bir nevi külliye vardı. Bu külliyede market, lokanta, spor salonu, çok geniş araba garajı, toplantı salonu ve bir de mescit bulunuyordu.  Külliye şehir merkezine yakın ve çok işlek bir yerdi.


Kuruma atıp tutan adamın anlattığına göre: külliyeye giren çıkan belli değilmişmiş. Burada dolaplar dönermişmiş.  Kimseden gık çıkmayınca, vitesi yükseltti garibim: külliyeye ait garaja tır dolusu kaçak mal gelirmişmiş, garajda dağıtım yapılırmışmış.


Daha fazla dayanamayıp patladım.


-Kardeş, sizin duyduğunuzu kurum başkanı, idare heyeti ve diğer müdavimler duymadı mı sanki?  Hadi kurumda kimsenin bir şeyden haberi yok. Peki, polislerin de mi bir şeyden haberi yok.  Dönen dolapları ta siz duyarken, konuyla ilgilenen devlet yetkilileri duymadı mı yani?


Bir kaç kişi de söylediklerimi destekleyince, vatandaş susmak zorunda kaldı. Şimdi gelelim genel hatlarıyla korona komple teorilerine.

             Sosyal medyada dolaşan söylentilere göre: çok zengin, nüfuz sahibi, art niyetli bir kaç aile evvela Çinde bulunan bir laboratuarda korona virisunu geliştirmişler veya başka bir yerde geliştirilen virüsü ilk önce Çinde piyasaya sürmüşler.

             Zamanında Dünya Sağlık Örgütü başkanlık koltuğuna oturttukları kişi, bilinçli veya cahilliğinden dolayı pandemiyi önemsememiş. Gerekli tedbirleri almamış, hatta olayı örtbas etmiş.

             Virüs kısa  sürede tüm dünyaya yayılmış.

             Medya aracılığıyla korona abartıldıkça abartılmış, insanlar gereksiz yere korkutulmuş. Devlet politikaları yönlendirilmiş.

             Hedef: insanlığı eve hapsetmekmiş

             Hedef: dünya nüfusunu azaltmakmış

             Hedef: insanlığı ınternete bağımlı hale getirmekmiş

             En kötü emel ise: zaten önceden geliştirilmiş olan aşıyla tüm insanları aşılayıp insan sağlığını istedikleri gibi yönlendirmekmiş. insanlar bir nevi zombileştirilmek istenirmiş.


Ben yukarıdaki söylentilerin yanlış olduğunu iddia etmiyorum, doğru olduğunu da savunmuyorum. Sadece merak ettiğim bir kaç konu var.

1.      Sosyal medyadaki bu söylentilerden mesela: ABD, AB, Rusya veya Çin gibi çok güçlü devletlerin hiç mi haberi yok? (Olmaması mümkün değil, her devlet sosyal medyayı takip ediyor. Bu iş için özel birimler var.)


2.      Sosyal medyadaki söylentilerden çok güçlü devletlerin haberi olduğuna göre, bu söylentilerin vahametini anlayamışlar mı acaba? Sosyal medyayı takiple sorumlu olan görevlilerin bu konuda bilgi eksiklikleri mi var? (Dünya çapında yüz binlerce kişi öldüğüne göre, olayın vahametini anlamamış olmaları düşünülemez.)


3.      Acaba, ABD, AB, Rusya veya Çin bir kaç çok zengin, nüfuz sahibi ve çok kötü niyetli aile karşısında biçare midir? Bunlara gücü mü yetmiyor? Veya ölen yüzbinlerce kişiyi mi önemsemiyorlar acaba? (Nokta kadar çıkarı için savaş çıkarabilen, kan akıtabilen devletler galiba üç beş aile karşısında bu kadar da aciz değildir diye düşünüyorum. Kaldı ki, en gelişmiş ülkelerin (G8) pandemiden dolayı maddi zararları milyarlarca dolar tutarındadır. Her şeye göz yumulsa bile, devasa zarara hiç bir güçlü devlet seyirci kalmaz diye düşünüyorum.)

 


Tiyatrodaki gibi, dünya çapında cereyan eden olayların perde önüyle perde arkası kesinlikle bir değildir. Her şey göründüğü gibi olmayabilir, saf olmaya gerek yok. Pandemiden dolayı siyasi veya ekonomik çıkar sağlayanlar mutlaka vardır. İlaç sanayisini veya bilgisayar sektörünü bırakın, bizim mahalle marketleri bile fırsattan istifade  yüzde 400’e varan zamla mesela kolonya sattılar.

 

Fazla uzatmaya gerek yok, karanlık güç mutlaka var ama bunun tüm insanlığa ayar çekebileceğini düşünmek ve bu fikri yaymak karanlık gücün gücüne güç katar!

 

Abdullah Konuksever

1. 



( Karanlık Gücün Gücüne Güç Katmalayım! başlıklı yazı hotamisli tarafından 16.11.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.