İki kere kırılmış ,ışıklar gökkuşağında,

Renkler pek bir dolaşmış,birbirinden seçilmiyor.

Her dalda bin yaprak var, gönlümün sarmaşığında,

Kök gövdeye karışmış, meyvelere geçilmiyor.



Hayallere saklanmış, adın gizli bir heyula,

Hayaletler dolanmış,etrafına sıra sıra.

Yeri kan sıcağında, içimde karanlık oda,

Taş duvarla örülmüş,asılmış sarmaşığa.



Katran rengi diyarda,siman ruhumun gayyası,

Kaybolmuş diplerinde,aşkımın arı, hayası.

Yükseliyor dilinden,yandıkça yiğit narası,

Aşkın bu sarmaşığın, zaptedilmez eşkıyası...



Bir taraf ateş rengi, öbür tarafı yemyeşil,

Sabah beyaz çiçekler, akşama kararır sefil.

Yanar döner akşamlar, gündüzleri aydın değil,

Her karışta on kıvrım, sarmaşık bir tuhaf şekil...



Acı sözler dolaşır, baykuş diliyle dallarda,

Bir laneti anlatır, Şeytan ıslığı rüzgarda,

Siyah kelebek konmuş, sarmaşığa baharda,

Sihir, büyü, efsunlar,bırakmış kökleri darda.



Yapraklara yazılmış, kederden binlerce cümle,

Hece hece işlenmiş, dertlerin altın simle,

Yükünden iki büklüm, duruyor kocaman gövde,

Bu haliyle sarmaşık,hüzün örülü abide...
( Sarm Aşık başlıklı yazı lokman-dasta tarafından 4.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.