Ölüm mü tıkamış, damarlarımı?
Çırpınan yüreğin sesi pek sükût…
Beynimde uğultu, yoksa çığlık mı?
Susmayan bu şeyi, dinlemek sükût…

Kopmuş en dibinden, seslerin dili,
Cümleler kurumuş, hecem biteli.
Şekiller diliyle, avare deli,
‘Benim’ deyip sustum, benliğim soyut…

Konuştukça yandı, sözlerim harda,
Örüldü söz külü, kaldım mezarda.
Külleri savuran acı rüzgârda,
Dirilince sustum, değişti boyut…

Akıl makule yar, gönül divane,
Söz akla dolaşmış, dîle ne çare!
İtibar dönünce, cevval cahile,
Kitap gibi sustum, zira yok umut.

Nerede bittimde, başladı bu çöl?
Gözyaşı ummanı, şimdi kuru göl…
Çatlak dudağıma, yağmur dedi öl!
Toprak gibi sustum, eridi bulut.

Kıyam iki büklüm, rükû sırtüstü,
Secdede kırdığım, Âdem’in büstü.
Dilimde dualar, kıbleme küstü,
Put olup sustum, yokluğum kunut…

Kelebek ömrümde, derin bir uyku,
Bölündü kâbusla, bastırdı korku.
Gecemin üstüne, çökünce kuşku,
Bağırıp sustum, “ anne sen uyut!”

Bir dil öğrendim ki, sözden vareste,
Konuşmak böyleymiş, her bir nefeste.
Kâinat şarkısı, notasız beste…
Es verip sustum, çalarken tabut…
( Sükutun Dili başlıklı yazı lokman-dasta tarafından 23.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu