Ayağına kangren girsin hayırsız evlat!
Neden yok içinde sevgiden damla şefkat?
Annen yatalak, bende ise yok takat
İşin şaka, gırgır, her an çalmak dümbelek...
Tarot muskasında olmuşsun masum köle,
Esrar içe içe, gezmişsin öle öle,
Dost deyip yaşarsın doğruyu böle böle
Sonun nice olur, şerrinle öbek öbek!
Haram yedirmedim, aş-susuz bırakmadım,
Hasta olsan titredim başından kalkmadım,
Dinini öğretmeden işime bakmadım,
Kimlere eş oldun be oğul anlat ne ayak:
Sen çok cahilsin be babam neyi süslersin,
Üç beş kuruş verip babalık mı taslarsın!
“Ne yapmadım” deyip de başını yaslarsın,
Moralimi bozma, deyip zehir zemberek!
Öğüt verdin yalnız, söyledin safsatalar
Okul ya da iş, bu dedin bizim yasalar…
Öğüt verdin benim için gelse geyşalar,
Şu dünyayı birde benim gibi görde bak!
Ey oğul sağlık, ahlak, iman zenginliktir!
Anne, baba, kardeş insana gelinliktir!
Buna şükretmemek ne kötü azgınlıktır…
Derdim bana yeter, üzme de kükreyerek!
Oğul para, kadın, beden bir emanettir!
Helal lokma ara, Hak yola alamettir!
Bil ki aradığın sensin, Kalbin şahittir…
At şer gözlüğünü, yermiş gibi pasta kek!
Oğul bu dünyada yaşamak daim derttir!
İyiye giden yol binlerce meşakkattir!
Kur’an rehber olsun ölümün nihayettir…
Dünya bir hayaldir, ona yok sanal elek!
Ey oğul cahilsek de sevgimizdir baki,
Nelere sahipsek yalnız paylaştık sahi!
Kul hakkı almadık, mazlumun tek ahını…
Giyme de ne olur, döğme dolu bir yelek!
Saffet Kuramaz