Bu gün dünya anneler günü ;
Ben bu gün mayısın vurgunuyum anam
Sen bizim dünyamızsın bizim güneşimizsin .
Sakın bu gün hüzünleri giyme anam
Senki anadolunun güçlü kadını, Erzurum'un Nene Hatun'u Kara Fatma 'sı gibi
Sen benim yiğit anamsın .
Herkesler bu gün anasına çiçek gül taşır ellerinde
Sen üzülme ne olur güçlü ol anam
Mesafeler bizi ayırsada kalbimizdesin
Dünyanın en güzel çiçekleri sen kokuyor .
Sen üzülme ,bizi nefessiz bırakma
Emektar anam bizleri bu günlere getiren gül kokulu ellerinden öperim.
Anam sen bilipte üzülme sakın
Bu gurbette ne zaman yağmurlar yağsa boşalır fütursuzca ,gözyaşlarım
Önce şöyle bir buğulanır ardı sıra gelir sessiz pınarlarım
Torunların görüp üzülmesinler diye yazmamın ucuna gizlerim
Memleketin o meşhur türküsü vardı
Göç göç oldu göçler yola düzüldü
"O türkü hep dilimde pelesenk ,avare gezinir durur.
Gurbet uzak ,ne bir ışık ne bir aks-i seda o yollarki gözlerimde hep ıslak.
Babası askerliğini yapıp gelince hastalanıp vefat etmiş
İki yaşındaymış anam ,kız kardeşi ise bir yaşında
Koca bir köyün sahibi bir sürü maraba emrindeymiş babasının
Babası çok cömert iyilik sever ilim irfan sahibi aydın bir insanmış
O zamanlar köy gibi yerde eskiden dedesinin tahtadan kitaplığı varmış
Kitaplar hepsi birer eser hiç bir tanesi anneme kalmamış
Babası ölünce koskoca köyünü akrabalar sahiplenmiş
Anamın erkek kardeşi olmadığından târümâr onca variyet
Dağılmış
Onca malı mülkü akrabalar aralarında paylaşım yapmışlar.
Anamın doğup büyüdüğü yerleri bile bilmem
Ah anam babasının evi bile elinden alınmış
Ne hatıra bir eşya ne de bir bakır maşrapa geride kalmış
Ah ; öksüz anam bana demiştin hayatımı yaz nurcan ,
Zaman zaman dudaklarından hüzünlü kasîdeler dökülürdü anam ..
Söyle anam hangi birini yazayım ,
Bir destansın sen , anam
Hayat zaman zaman acıları üzerimize çiğ gibi yağdırır ,
Çilemiz çığlık çığlığa bağırır bakışlarımızda bazen .
Kalem de şâir değil/ki seni yazsın ..../
Dokuz ay yüreğinde gezdirdin anam .
Çok cefamızı çektin biliyorum bende anayım
Ana olmak kolay değil .
Erzurumun soğuğundan sakınırdın bebelerini koynunda ısıtırdın
İşlediğin o kanaviçe kundak bezlerini
Bir keresinde sormuştum anne neden koynunda hep bez var
Kızım ısıtıyorum demiştin bana ben gülümsemiştim sana
Bebek arabası diye bir şey o zamanlar belki vardıda haberin yoktu
Kara kıştı dışarısı tipi boran uğuldardı rüzgâr
Fakirlik ne çoktu,ne isterdi kara kış yoksullardan
Ekmek kuyrukları uzatırdı sokakları
Kar yığınları geçit vermezdi atlı faytonlara
Hasta kardeşlerimi kucağında taşırdın bir başına
Kök kömürle ne güzel çıtır çıtır yanardı sobamız
Etrafında ne güzel toplardın çocuklarını ,
****
Masa üzerindeki radyoda türküler eşlik ederdi
Sobanın üstündeki fokurdayan demliklere ,
Su ısıtıp çocuklarını leğende yıkardın çektiğin hep eziyetti .
Hiç üşenmezdin ,benim cefakar anam yiğit anam
Çamaşır bulaşık hep ellerinden geçerdi .
Evi tel süpürgeyle süpürürdün
Anam otursan boş durmazdı ellerin eskileri söküp dikerdin
Babamın eski pantolonu küçültüp kardeşime dikerdin .
Ah ; anam elleri öpülesi anam .
Şimdi var mı senin gibi analar bilmem
Bir göz kırpması kadar kısa yazımız vardı
Şilteleri söküp yün yıkardın mitil dikerdin
Yastık yünlerini çırpardın
Küçüktüm kararınca kararınca yardım ederdim sana
Anam süslenip gezmedin işten güçten zamanın yoktu
Köylerden gelen hasta akrabalardan bize yatmaya yer kalmazdı
Onca işin gücün içinden
Çocuklarına hep gözün gibi baktın anam .
Anam iki dil bilir birde renk renk kilimlerin dillerini
Kızken teşi eğirip en ince çorapları sen örermişsin
O çoraplarki yüzüğün içinden geçermiş
Sandığında hâlâ o çoraplar var desenleri dersin zümrüdü ankanın renkleri
Ah ; anam , babam can yoldaşın seni bırakıp gideli kara toprağa
Sen şimdi bir başına kaldın,
Sen bu gurbeti beğenmedin kalmadın burda
Şimdi bir başına bu anneler gününde ne yapıyorsun
El alem hediye verir anasına benim anam nasıl şimdi ?
Felek gözün çıksın ,
Anamın cefayla büyüttüğü çocuklarını uzaklara yolladın
Aş uğruna ekmek uğruna attın gurbetin ağyarına
Anam ; yetimdi hepten yetim bıraktın felek .
Gurbette gözlerim pencereden sisli bulutlara dalınca ,
Dolanır dilime o meşhur ezgi
Göç göç oldu göçler yola düzüldü .../
Kanar yüreğim çaresizce yalnızlığına anam
Senin evlatlarının tırnağı acırsa senin için sızlardı
Evimizin üstünden alçak uçar uçaklar ,
Her bir kanadıyla dua yollar mısın bizlere anam
Saçım başım her halim gurbet oldum sen üzülme .
Bu gün anneler günü torunun Hivva ,mor bir orkide almış kızına ,
Torunun sarıldı öptüm
Seni hissettim ,bir tuhaf oldum.
O 'an gözlerim doldu içim acıdı
Torunların beni çok seviyorlar .
Zaman zaman Diloşun gelip kokluyor annecik ne sürdün yine gül kokuyor/sun.
Sen bütün analar gibi gül kokulu anasın
Onlarda beni ,seni sevdiğim gibi seviyorlar .
Bu gün ev işlerini torunun yaptı bende bu sabah bu satırları yazmaktayım.
Rabbim eksikliğini vermesin senin anam .
Gölgen ve duaların ulu bir çadır gibi hep üzerimizde olsun .
Torunların ,canısı benim ,en değerli orkide bana ,sen gibi hislerim
Boğazıma mıhlandı bir düğüm ,çağlar birazdan sessiz pınarlarım ..